Giriş Yap-Kayıt Ol
Kimler Sitede
Şu anda 153 konuk çevrimiçiBir Kelime Öğren
GESTALT |
Uzaktan Görü |
Pirokinesis |
Kelimeler
. | GESTALT |
. | Uzaktan Görü |
. | Pirokinesis |
. | Cadı Tahta |
. | Zombi |
Günün Sözü
Anonim
Duru-Rüya Sayıları
Toplam: 5017 |
Bugün: 0 |
Bu hafta: 0 |
Bu ay: 382 |
Designed by: |
A'dan Z'ye Spiritüalizm ve Parapsikoloji Sözlüğü
Diger sozluklarimiz
Terim | Tanimlama |
---|---|
Obsesyon |
Takıntı (Obsesyon), ruhçulukta (spiritüalizm) ve ruhbilimde (psikoloji) farklı olarak tanımlanır ve farklı kavramları ifade etmek üzere kullanılır. Psikiyatri sözlüklerinde kısaca “yanlış olduğunu bildiğimiz halde kafamızdan atamadığımız, mantık ve muhakeme ile uzaklaştırılamayan, arzu edilmeyen saplantı halindeki fikirler” olarak tanımlanır. Ruhçulukta ise, “bir bedensiz ruhun bir bedenliyi (insanı) hükmedecek derecede etkisi altına alması” olarak tanımlanır. |
Occam’ın Usturası |
Herzaman, olayların en basit açıklamalarını tercih etmeye dayanan prensip. |
Odak Kişi |
Poltergeist aktivitelerinin merkezi haline gelmiş kişi. |
Okültizm |
Gizli kuvvetlerin ve gizli varlıkların mevcudiyetini esas alan esoterik inanış ve uygulamalar sistemi. |
Olağandışı Deneyimler |
Geçerli bilimsel bilgilerle açıklanamayan olağan dışı deneyimleri anlatmak için kullanılan terim. |
Olağandışı Fenomen |
Geçerli bilimsel bilgilerle açıklanamayan doğal fenomen. |
Ölüme Yakın Denyim |
Klinik olarak ölmden dönmüş veya ölüme çok yaklaşmış kişilerin yaşamış olduğu tecrübeler. Bu tecrübelerin bir çoğunda hayatın film gibi gözlerinin önünden geçmesi, sonunda ışık bulunan bir tunneled ilerleme, ölmüş akraba veya arkadaşları görme, ilahi varlıkların onlara dönmeleri gerektiğini söylemesi ve bununla tercihte bulunma. Nadir olarak bu tecrübe korkutucu veya sıkıntı verici olabilir. Genellikle bu tür tecrübelerin , kişinin hayatının daha sonraki dönemlerinde etkili olduğu görülmüştür. |
Ölümsüzlük |
Bir kişinin, kişisel varlığın ölümden etkilenmediğinin farzedildiği inanış. |
Ölümyatağı Deneyimi |
Ölen bir kişinin, ölmüş olan arkadaşlarını veya yakınlarını görmesi, yanında hissetmesi. |
Omen ( Kehanet ) |
Geleceğe ait haberler veren işaretler. |
Ön Mevcudiyet |
Kişinin doğumdan önce de var olduğuna inanılan kişilik veya ruh. |
Öngörü(m) |
ormal yollardan önceden bilineyecek ya da yakalanamayacak bir gelecek olayına ilişkin bilgi edinilmesidir. Bilgi akışı, gelecekten şimdiye doğrudur. |
Orakl-vahiy |
(a) Tanrılardan geldiğine inanılan cevaplar. |
Orgone Enerjisi |
Wilhelm Reich tarafından, cinsiyetle bağlantılı üniversal yaş*** enerjisini tanımlamak için kullanılan terim. |
Ortak Görünme/Collective Apparition |
Bir hayaletin veya görüntünün bir değil birkaç kişi tarafından görülmesi. |
Otomatistik Yazı |
Ne yazıldığını bilmeden, bilinçli bir kontrol olmaksızın anlaşılabilir mesajlar yazmak. |
Otomatizm |
Otomatist olan kişinin bilnçli kontrolü veya bilges olmadan yaptığı fiziksel faliyetler. Kol hareketleri, yazı yazmak, çizmek, müzik çalmak. Ayrıca Motor Otomatizmi olarak da bilinir. |
Otoskopi/Autoscopy |
(a) Başka birinin diğer bedenini (astral bedenini) görmek. (b) Kişinin beden dışına çıkarak kendi diğer bedenini (astral bedenini) görmesi. |
Ouija Board ( Quija Tahtası ) |
Üzerinde harfler ve numaralar bulunan tahta levha. Bir planchette ( ortası delik elips veya kalp şeklinde küçük tahta ) veya cam bardağının bağımsız hareketleriyle, üzerinde bulunan harf ve numaralardan gösterilenler bir araya getirilerek verilen mesajların okunmasını sağlar.Halk dilinde “Cadı Tahtası” |
Öz |
Öz, bir kimsenin benliği, tinsel varlığı, zat, nefs olarak tanımlanır ve bir şeyin temel içeriği olarak düşünülür. Tanımlaması Aristoteles’e kadar uzanır. Ona göre, bir şeyin temel özelliğini ya da tözünü oluşturan şeydir: “İlk anlamında varlık tözü gösterdiği ölçüde özdür”. Bir tözün özünü belirlemek, onun sonlu sayıda olması gereken temel unsurlarını belirlemektir: “Özde bulunan yerine getirilecek fiillerin sonlu sayıda olması gerekir.” Buna karşın Platoncu öz kavramı değişikliğe uğrayarak Descartes’te yeniden ortaya çıkar. Descartes özleri ölümsüz ve değişmez olarak sayarak şöyle der: “Bir üçgen tasarladığım zaman, benim zihnimin dışında, dünyanın hiçbir yerinde böyle bir üçgen olmasa bile..., bu durum, bu şeklin belli bir yapısı ya da biçimi ya da özü olmasına engel değildir; değişmez ve ölümsüz olan bu öz ne benim uydurduğum bir şeydir ne de herhangi bir biçimde benim zihnime bağlıdır.” Hegel’e göre öz, varlık ile kavram arasında yer alan şeydir. Husserl’e göre ise, bir nesnenin, kendisini ne ise o yapan ve bu nesnenin herhangi bir özelliğinden önce bu özelliği olanaklı ve anlaşılır kılan zorunlu yapıdır. Heidegger ve Sartre’de biraz değişir, varoluştan ayrı tutulmaması gereken ve burada varlık’ta ayırt edilemez olan kavramdır. Heidegger’e göre öz ve var oluş arasında Yunan felsefesi tarafından yapılan ayrımın daha ilerisinde, yani varlık’a dönmek gerekir: “Burada varlığın özü, onun var oluşundan kaynaklanır... Ancak burada var oluş (existentia) ve öz (essentia) arasında bir karşıtlık söz konusu değildir.” Yani var oluş ile öz aslında aynı şeydir. |