Giriş Yap-Kayıt Ol
Kimler Sitede
Şu anda 115 konuk çevrimiçiBir Kelime Öğren
GESTALT |
Uzaktan Görü |
Pirokinesis |
Kelimeler
. | GESTALT |
. | Uzaktan Görü |
. | Pirokinesis |
. | Cadı Tahta |
. | Zombi |
Günün Sözü
Şili atasözü
Duru-Rüya Sayıları
Toplam: 5017 |
Bugün: 0 |
Bu hafta: 0 |
Bu ay: 382 |
Designed by: |
A'dan Z'ye Spiritüalizm ve Parapsikoloji Sözlüğü
Diger sozluklarimiz
Terim | Tanimlama |
---|---|
Durugörü |
İngilizce, Clairvoyance. Normalde agısal deneyimlerimiz duyular ile olur ve durugörü bunun sıradan duyular dışında algılanan tipidir. Normal olan günlük duyularla (görme-işitme) yoğun bir veri girişi olur ve daha güvenilirdir duyularımız. Uzaklığa bağımlıdır ve belli uzaklığın dışındaki sesleri ya da görüntüleri göremeyiz. Doğrudan duyusal alıcı organlara etki ile ortaya çıkarlar: göz, kulak gibi. Sıklıkla da bu duyusal girdiler bilincimize ulaşırlar. Uzaktan görüde ise, silik veriler algılanır ve güvenilirleri azdır, net değildirler, solukturlar. Ancak, uzaklıktan ve zamandan bağımsızdırlar. Çoğunlukla da, beyinde ağır basan normal duyular tarafından bastırılırlar. Ezilirler. Bu nedenle bilince ulaşmaları sıklıkla engellenir. Ancak belli durumlarda, yarı uykululuk hali ama farkındalığın devam ettiği bir durumda, rüyalar esnasında bilincin baskılayıcı etkisi azaldığından duyudışı algılamaya daha açık hale geliriz. Bir çok durugörü çalışması ve araştırması, günlük hayatta işe yarar bir şey olarak araştırılmasından dolayı “bilinçli” durugörü şeklinde yapıldığından, uzaktangörülerin netliği azalır ve etkisi zayıflar. Özellikle, uzak gelecek durumlarında ve karmaşıklığın arttığı durumlarda, bilinmenin keskinliği de azalmaktadır. |
Durugörür |
Durugörü gören kişi |
Durugörür Realite |
ABD’li psikolog, parapsikolog ve ruhsal şifacı Lawrance LeShan’ın 1974’te yayımlanan “Medyom, Mistik ve Fizikçi: Paranormal’in Genel Bir Teorisine Doğru” adlı kitabında öne sürdüğü teoriye göre, medyomlar ve durugörürler, mistikçiler ve fizikçiler birbirinden bağımsız olarak ileri sürdükleri realite kavramlarında aslında önemli ölçüde aynı fikirdedirler ve tümü de hemen hemen aynı bilinç halini tanımlarlar. LeShan bu hale, “duyusal realite” dediği sağduyuya dayalı, alışılagelmiş bilinç halinden ayırt etmek için “durugörür realite” adını vermiştir. LeShan’a göre, dünyayı durugörür realite hali içinde deneyimleyen bir insan öyle yüksek bir realite ile temasa geçer ki, bu realite seviyesinden, bir başka kişiden, nesnelerden, olaylardan, doğadan ve hatta ilahi olandan ayrı bir kimliğe sahip olmadığını algılar. Artık bilenle bilinen bir olduğundan, aralarında enformasyon aktarımına engel olacak bir şey de yoktur. Böylece, bu duyu–üstü düzeyde psi fenomenleri de normal bir olgu olur. Ancak, LeShan’ın fizik biliminin tamamlayıcılık ilkesine dayandırdığı görüşe göre, durugörür realite ile duygusal realite, birbiriyle çelişiyor gibi görünmelerine karşın, bir bütünün birbirini tamamlayan iki ayrı unsuru olarak kabul edilmeli ve böyle ele alınmalıdır. |
Duruişiti |
Durugörü esnasında olaya ilişkin anlamlı veya anlamsız sesler işitme. İng: Clairaudience (hearing/listening) |
Durukoku |
Durugörü esnasında koku hissetmeler. İng: Clairalience (smelling) |
Duruseven |
Durugörü görmekten ya da durugörüleri yorumlamaktan hoşlanan kişi (kelime YERKÜREYE aittir) |
Durutat |
Durugörü esanında, ağızda bir şey olmadan tat algılama. İng: Clairgustance (tasting) |
Düşünce Aktarımı |
Bu olay telepat verici bir kimseden, alıcı bir kimseye, bir düşüncenin naklinden ibarettir. Şuurlu yada şuurdışı bir tarzda çeşitli zamanlarda meydana gelir. Bir toplulukta aynı şeyi biranda düşünen ve söyleyen insanlara çok rastlanmıştır. Düşünce aktarımı ile zihni telkinler verilebilir ve duyarlı kimseler uzaktan, dokunulmadan, sözle emretmeden, düşünce emriyle uyutulabilir. Düşünce iletme yeteneği herkesde mevcuttur. Deneyle gelişebilir. Prensip; Düşünceyi belli bir şey üzerinde temerküz ettirmektir. Düşünce iletme kabiliyeti bir sujeden diğerine fark gösterir. Medyomluk da bir bakıma, bedensiz bir varlığın, düşüncelerini medyoma aktarmasıdır. Burada telepati de gerekli olan sempati hali mutlak gerekli değildir. Duyarlı alıcı kimse bu düşünceleri amaçsız olarak alır ve genelde yapılan zihinsel yorumlar doğrudur. Verici diye belirli bir kimse genellikle mevcut değildir. |
Düşünce Fotoğrafı |
Zihinsel bir görüntüye konsantre olarak, fotografik fim üzerinde görüntü yaratan paranormal yetenek. |
Düşünce Okuma |
Telepatik yeteneği gelişmiş kimselerin, başkalarının zihninde bulunan fikirleri, düşünceleri anlaması bilmesi demektir. Medyom yahut manyetik suje operatörün veya manyetizörün zihninden geçenleri daha evvel adeta okur ve söylemeden cevabını verir, istenen hareketi yapar. Bilhassa manyetik sujeler, manyetik uyku sırasında manyetizörünün düşünlerini okuma, alma özelliğini sık sık gösterirler. Medyomlarında bir kısmı böyledir. Tarikatlarda muridlerin ve şeyhlerin zihinden geçeni okumaları bir keramet olarak kabul edilmiştir. Bu normal bir alıcı - telepat insanın vaziyetinden başka birşey değildir. |
Düşünce Şekli |
Şekillenmiş düşünce, düşüncenin şekillenmesi, kısaca düşünce şekli ruh tarafından yüksek psişik planın seyyal maddesinin yardımıyla yaratılmış yada kalıplanmış zihinsel imajdır. Bu şekil yüksek ruhsal plana ait madde atomlarından oluşmuştur. Hızlı bir titreşimi vardır ve bundan dolayı hareketlidir. Titreşimler, titreşimleri alabilen varlıklarda ses ve renk duyumlarını oluşturur. Düşünce şekli alçak seviyeli psişik bölgelerin en yoğun maddesine derin şekilde dalıp, çıkarken titreşimlerini her yöne ses ve renk olarak yayar. Renklerle ilgili ilkel varlıkları elemantal'leri düşünce şekli üzerine çekerler. Bu yarı zeki güçler,bizimle söz aracılığı ile ilişki kuramazlar ama kendi titreşimlerine uygun düşen ses ve renklerle ilişki kurabilirler. Ses, ışık ve renk gerçekten bu türden zeki varlıkların, hakkında pek fazla birşey bilmediğimiz bu müsbet varlıkların başlıca faktörleridir. Elemantal'lerle renkler vasıtasıyla ilişki kurabiliriz. Renk kelimeleri normal konuşma kelimeleri kadar zeka etkisi taşırlar. Anlamlıdırlar. Ses ve renk farkları düşünce şeklini ilham eden sebebe bağlıdır. Bu sebep saf, merhametli ve iyi ise hasıl olan ses ve sebebe uygun gelen elemantal'i '' ilkel zekayı'' düşünce şekline doğru çeker ve belli bir yönde hareket eder. Bu ilkel zeka, düşünce şekline girer ve orada adeta bir ruh, bir can rolunu oynar. Bunun sonucu esiri dünyada iyilikçi nitelikte bağımsız bir varlık oluşumudur. Kötülükçü varlıkta yine aynı süreçte biçimlenir. Burada sebep-güdü önemli bir rol oynar. Motiv ( sebep ) iyi yada kötülüğüne göre nitelik kazanır. Örneğin öfke düşüncesi parıltılı kırmızı renk yayınlarken düşünce şeklide kırmızı meydana getirecek şekilde titreşir. Bu kırmızı parıldama elemantelleri kendine davet eder. Renk zaten onları kendine çeker. Düşünce şekli kendisine yıkıcı, bozucu türde bağımsız bir etkinlik vererek, elamantellerin içine girer. İnsanlar bu durumu bilmezler ve kuşkulanmazlar, sürekli olarak renklerin dilinden söz ederler ve böylece etraflarında mevcut çeşitli düşünce şekillerinde yerleşen bir elemantel sürüsü davet ederler. Böylece insan uzayda kendisine özgü bir dünya yaratır. Herşey imajinasyon, dürtüleri, arzuları ve tutkularının yarattıklarıyla doludur. Her yanda kendimizin sebep olduğu melek ve şeytanlar cirit atar. Hem kendimiz hemde etrafımız için iyilik ve kötülük etkenleri etrafımızda bir kalabalık oluştururlar. Düşünce şekillerinin eylemi; Elemanteller tarafından canlandırılan düşünce şeklinin varlık süresi 1- İlk yoğunluğa 2- Elemantel'i meydana getirenin ona verdiği enerjiye 3- Beslenmesinin sıklığına bağlıdır. Tekrarlanan beslenmelerle varlığını sürdürür. Sık sık düşünmek, tahayyül etmek, psişik plandaki bu şekilde beslenmeler, onun istikrarlı olmasını sağlar. Düşünce şekilleri birbirlerini çeker, güçlendirir ve böylece enerji ve yoğunluk bakımından düzenli bir forma kavuşurlar, esiri alemde harekete geçerler. Bize ait olanlarla manyetik bir bağ ile bağlı bulunuruz. Tekrar yoluyla kuvvetlenen düşünce şekilleri bizde belli bir şekilde düşünme alışkanlığının ortaya çıkmasına sebep olurlar. Düşüncenin kolaylıkla içine aktığı bir kalıp oluşturur. Düşüncelerimiz yüksek ve asil ise o da iyilikçi bir kalıp olur, ama çoğu kez zihinsel gelişmeye engel olacak etkilerle yüklüdür. İşte böylece Karma üzerinde rol oynar. Arzular, dualar, duygusal düşünceler, üzerine gönderdiğimiz kişiye etki ederek onların etrafında koruyucu bir hale teşkil ederler. Kötü etkilerimizde öyledir. İnsan kendi düşünce şekillerine benzeyen ve onları canlandıran başkaların ait düşünce şekillerini de bir mıknatıs gibi kendine çeker. Böylece dışarıdan önemli ölçüde enerji desteği sağlanır. Kuşkusuz dışarıdan içeriye gelen bu enerji iyi yada kötü olabilir. Kendi düşünce seviyemize uygun olarak etki alırız. Kendi kapasitemizi aşan büyük işleri başardığımızı görerek hayrette kalırız. |
Düşünce Transferi |
Bkz.Telepati |
Duyarlı, Duyarlılık |
Psikoloji'de; Duyular yoluyla tanıma, yani duyumları algılyabilme yeteneği. Hoşa giden veya gitmeyen halleri, duyumları, duyguları, heyecanları duyabilme algılayabilme kabiliyeti. Manyetik etkilere, telkinlere, telepatik etkilere karşı hassasiyet gösteren kimseler duyarlılık sahibidirler. Medyomlar ve psişik süjeler genellikle duyarlığı sivrilmiş kimselerdir. Bedensiz varlıklardan gelen ruhsal etkilere karşı duyarlı olan kimselerde özseziler, ön duygular, haberci rüyalar duyarlığın kanıtını oluştururlar... Ruhsal deneylere duyarlık testi yapılmak suretiyle girişmek gerekir. |
Duyarlılığın Dışarılması |
Materyalist fizyoloji bize insan duyarlılığının insan bedenine münhasır olup onun dışına çıkmadığını ve duyu organları ile sınırlı olduğunu anlatır. Fakat yapılan deneyler bunun böyle olmadığını öğretmiştir. Duyarlık, et bedenin dışına çıkabilmekte ve organlardan etki almaktadır. Manyetizde edilen bir kimsede manyetik uyku derinleştikçe, cilt hassasiyeti git gide azalır ve bir müddet sonra tamamen ortadan kalkar. Durugörür suje, bu vaziyeti, uyuyan sujenin cildinden çıkan ayva tüyü görünümdeki ışınların kaybolmasıyla anlamaktadır. Manyetizasyona devam edildikçe ilk parlaklık yoğunlaşır ve cilt yüzeyinden 3-4 santim uzakta, cilt yüzeyine paralel ve konsantrik bir hal alır. Bu dışarı çıkmış duyumsal tabakalara etki edilebilir. Bu tabakalara yapılan bir uyarı ( batırma, dokunma, vurma ) tam o bölgede ki cilde etki edilmiş gibi sonuç verir. Duyarlık hemen hemen tamamiyle dışarı çıkabilir. Manyetik uyku derinleştikçe duyarlık tabakaları daha yoğun, daha derin ve geniş bir hal alır. Dışarı çıkmış olan bu konsantrik tabakalar, değişmeden birbirinin içine girebilir. Her tabaka kendi özelliklerini muhafaza etmektedir. Bu tabakaların duyarlık dereceleri onların ciltten olan mesafeleriyle ters orantılıdırlar. Yani tabakalar vucuttan uzaklaştıkça duyarlık dereceleri azalır. Bu duyarlık cisimlere sindirilebilir. Suya geçirilebilir. Su fosfor parlaklığını alır. Suya yapılan etki sujenin cildinde uyaranın şiddet ve derecesine göre bir reaksiyon meydana getirir. Böylece duyarlık bedenin çok ötelerine kadar taşınmaktadır. Bu duyarlık tabakalarına temas ettirilen ilaçlar, sanki ilaç alınmış gibi, suje üzerinde aynı reaksiyonu gösterir. Dışarılmış duyarlık cevheri ( seyyal madde ) hiçbir maddi engel ile durdurulamaz. Bütün özelliklerini korumak şartıyla her katı cisim içinden geçebilir. Telestezik idrakı sağlar. |
Duyudışı |
Dış dünyaya açık normal duyularımızın (görme, işitme...) dışı ile elde edilen bilgi. |
EEG (Electro-encephalography) |
Beyin korteksinde/kabuğunda oluşan elektriksel aktivite varyasyonlarını kaydetme metodu. |
Eflüv |
Metapsişik araştırmalarda en çok kullanılan bu kelime, canlı cisimlerden yayılan akışkanlar ( seyyaleler ), ışıklı parçacıklar için kullanılır. Bilhassa manyetik ve psişik tecrübelerde yer almıştır. Duyarlığın dışarı çıkması, manyetik kutupluluk, uzkatan duyarlık, katı ışınlar konusunda sözü edilen seyyalevi, ışıklı, etken ve fiziksel olarak tesbiti mümkün olan, daha çok canlılık gösteren ışınlardır. Vucudun çeşitli kısımlarından bilhassa el, parmak ve yüzdeki doğal çıkış yerlerinden bol şekilde çıkar. Bu yayılma normal olarak herkesde mevcuttur. Fakat normal hayatımızda görünmezler. Elverişli olan kimselerde bu dışarı çıkma şiddet kazanır. Eflüvlerin vucuttan dışarı çıkmasına etki eden özelliklerden biri hava şartlarıdır. Kuru ve sıcak iklim, fırtınalı, elektirikli bir hava eflüvlerin bol şekilde dışarı çıkmalarını kolaylaştırır. Bu eflüvlerin görünmesi için manyetik sujeler kullanılır. Sujeler manyetik uykunun somnambül devresinde tutulurlar. Manyetik uykunun her devresine ait eflüvler vardır. Duyarlı olmayan yerlerden eflüvler çıkmamaktadır. Esasında bütün cisimlerden eflüv çıkar, fakat farklı farklı derecelerde çıkarlar. İnsan bedenin deki elektromanyetik güç sahasının ışınımıdır. Fotoğraf plağına etki eder ve izler bırakır. |
Ekimnezi |
Hipnoz veya psikolojik ayrışma içindeki süjede içinde bulunduğu yaşamdaki veya geçmiş yaşamlarındaki (reenkarnasyonlarındaki) izlenimlerin tekrar canlanmasına ve bunu sağlayan yönteme verilen addır. |
Ekstazi |
Blincin değişik (değişmiş) durumlarından biri. Kişi kendi üzerinde kontrol kaybı ve büyük bir vecd hali tecrübe eder. Bir çeşit trans halidir. |
Ektoplazma |
Fiziksel medyumun ter atar gibi ürettiği ve materilizasyona uğrayarak şekil alabilen yarı likid- akışkan şey, varlık. |