Giriş Yap-Kayıt Ol

Hesabınız ile giriş yapın veya kayıt olarak şifre edinin.



Kimler Sitede

Şu anda 92 konuk çevrimiçi

Günün Sözü

İnsanın hakikati, sana gösterdiğinde değil, gösteremediğindedir. Bundan ötürü onu tanımak istersen dediklerine değil, demediklerine kulak ver.
Halil Cibran

Duru-Rüya Sayıları

Toplam: 5017
Bugün: 0
Bu hafta: 0
Bu ay: 382
Designed by:

A'dan Z'ye Spiritüalizm ve Parapsikoloji Sözlüğü

Sozlukte 417 kayit var.
Sozlukte arama yap
ile baslayan iceren kesin benzer gibi
All A B Ç D E F G H İ K L M N Ö P Q R S T U V Y Z
Sayfa:  « Once 1 2 3 4 5... Sonra »
Terim Tanimlama
Aşama

Bu terim tekamül seyri içinde varlıkların ulaştıkları bir manevi evre ve bilgi durumu ifade eder. Tekamul yolunda ilerleyen varlıklar olgunluk ve erginliğe birden bire ulaşamazlar. Kainatta bulunan tedriç yasasına uygun olarak ruhun gelişmesi onun deney, görgü ve bilgisinin gitgide daha kapsamlı bir hal almasına bağlıdır. İşte her yeni bir deney, görgü ve bilgi dönemlerine geçmek yeni bir aşamaya ( merhale ) ulaşmak demektir.

Her aşamadan önce imtihan ve çabalı arayış dönemi vardır. Bu dönemler beşer ruhunun öğrenim dönemleridir. Bu dönemde varlık için öğrenilmesi ve uygulanarak ruha kazandırılması zorunlu olan konular vardır. Bunların atlanıp geçilmesine imkan yoktur. Bu yüzden '' merhaleler kaldırılamaz, fakat mesafeler kısaltılır'' denmek suretiyle her aşamanın bir yolculuktan sonra ulaşılan zaruri konak yerleri olduğu anlatılmak istenmektedir.

Aşamaları sonsuza giden merdiven basamaklarının her katta yaptığı sahanlıklara benzetebiliriz. Yada bir demiryolu hattının üzerinde yer almış istasyonlara... Gerek merdiven çıkarken, gerekse demiryolu hattında giderken sahanlık ve istasyonlardan geçmek zorunluluğundan kendimizi kurtaramayışımız gibi, tekamül yolundada bazı aşamalardan durmadan geçemeyiz.

Aşamalardan geçerken hızımı ayarlamak bizim elimizdedir. Zira bir yerden bir yere çeşitli araçlarla gitmek mümkündür. Hangi aracı seçmişsek onun hızı ile gitmek zorunda kalırız. Bilgi, kudret ve liyakatimiz oranın da seçme hakkımız vardır. Böylece ulaşacağımız aşamaları katederken harcayacağımız zaman ( enkarnasyonlar ) bize bağlı durumdadır.

Her aşamanın bir gereği ve çabası vardır. Buna karşılık o ölçüde nimetleri mevcuttur. Aşamaların dönemsel sonucu, varlığın bir tekamül ortamını ( Mesela; Dünya mektebini) tamamlamasına sebep olur. Örneğin; Dünya ile Ay arasındaki aşamalardan geçilerek Ay'a ulaşılır. Ay artık başka bir ortamdır. Ruh için durum, Dünya'nın öğretim aşamalarını geçerek, diğer bir tekamül ortamına geçmek liyakati ve hakkını kazanmaktır. Demek oluyor ki her aşamanın sonucunda varlık bir hak ve liyakete ulaşıyor; sonucunda da, bunların birikmesi ile daha yüksek bir hayat planına kavuşuyor.

Astral

Bu kelime Türkçemizde de bilhassa konumuza ait teknik bir kelime olarak, oldukça sık kullanılır. Gizlicilik'te ( Okultizm) ve Teozofi'de pek özel anlamda kullanılmıştır. Bunların ne önemli ikisi; Astral Plan ve Astral Beden terimleridir. Bunlardan başka astral his ve Astral Seyyale terimlerinin de Okultizm üstatları tarafından özel anlamlarda kullanıldığını görmekteyiz. Şimdi Astral Plan teriminden Okültistlerin ne anladıklarını kısaca açıklamaya çalışalım; Okültizm'de '' üçlü birlikler'' önemli yer tutar. Bu kimselere göre, kainat üç türlü alemden oluşmuştur.

1- İlahi Alem ( Ruh Planı ), 2- Astral Alem ( Astral Plan ), 3- Fizik Alem ( Fizik Plan )

Astral Alem; Okültistlere göre, negatif bir plandır. Burada fizik alemde bulunan herşeyin negatif bir kalıbı ve klişesi vardır. Bu tıpkı fotoraf çekerken elimizde bulunan negatif klişe gibidir; Fotoğraf çekerken önce hakiki bir manzara; sonra negatif klişe; nihayet bu klişe vasıtasıyla elde ettiğimiz resim. Elimizde ki negatif klişeden istediğimiz kadar pozitif kartlar çıkarabiliriz.

Şimdi esas itibarıyla, bu astral klişeler cansız ve ruhsuzdurlar. Fakat bunlarda daha üstün bir plana aksettiklerinden, gelip geçici bir hayattan ziyade, varlıkları devam ediyor gibidir. Düşüncelerimiz yoluyla Astral Klişeler İmal edebiliriz. İlahi plandan veya madde planından gelen herşeyin astral bir aksi vardır. Astral Plan heyecanlar ve tutkular planıdır.

Astral Beden; İnsan varlığı Okültistler ce üç prensipten meydana gelmiştir.

1- Fizik Beden, 2- Astral Beden,3- Ruh (Espiri)

Bu üçlü ayrım sadece Okültizm de yoktur. Spiritüalizm dede astral yerine fakat çok değişik anlamda '' perispiri'' prensibi mevcuttur.

Okültizm'de astral bedenin, en azından ilk safhalarda ve bilhassa bedenle ilgisi varken, aşağı yukarı vucudun şeklinde olduğu inancı vardır. Astral beden ruh ile maddesel beden arasında aracı rolünü oynar. Şu halde Astral'in fonsiyonu ruhun maddeye etkisini sağlamak için bio- elektirik, sinirsel kuvvet ve seyyale sağlamaktır. Şu halde insan astrali organik bakımdan, ruh tarafından olduğu kadar beden tarafından da kullanılan evrensel bir alet ve araçtır.

İnsan fizik bedende enkarne olmasına rağmen, giyinmiş olduğu astral elbisesi vasıtası ile yıldızlar alemiyle de ilgilidir. Ruhun emrinde olan bu evrensel Prensip genişleyip yayılabilir. Vucudu terk edebilir ve bu şekilde iki türlü etki alır;

1- Yukarıdan gelen ilahi aşk ( üstün etkiler ) denilecebilecek ve astralin parlak bölgelerini oluşturarak yükseltme eğilimini taşıyan etkilerdir.

2- Aşağıdan gelen, ihtiras, kin , egoizm, gibi kelimelerle ifade edilebilen geri etkiler. Bu geri etkilerde bizim Astral Bedenimizin aşağı ve bizi maddeye yaklaştıcı kısmıdır. Böylece Astral beden yayılır, yoğunlaşır ve insanı tüm tabiatla irtibata geçirir. Astral Beden arzu bedenidir. Her türlü hisleri fizik bedene aktarır.

Astral Beden

Okültist, Spiritualist (spirtist ) ve Teosofist’ler tarafından kullanılan, kişinin fiziksel bedeninin kopyası (çifti) olduğu farzedilen diğer beden. Astral bedenin, beden dışına çıkma tecrübesi veya ölüm anında fiziksel bedenden ayrılabilir olduğuna inanılır.

Astral Projeksiyon, Astral Çıkış

Okultist, Spiritualist (spirtist) ve Teosofist’ler tarafından kullanılan, beden dışına çıkma tecrübesi için kullanılan bir terim. Astral bedenin, fiziksel bedenin dışına çıkması halinde gerçekleştiğine inanılır.

Astroloji

Yıldızlar ilmi. Atrolojik olayları , dünyadaki olayların ilişikliği doğrultusunda tanımlama, teşhis etme teorisi ve uygulaması.

Ata (Cet) Tapınma

Ölmüş Ataları yükseltmeyi ( ululama ) içeren dinsel pratik, uygulama.

Atavizm, Atacılık

Eski nesillerin bir özelliğinin birkaç kuşak sonar tekrar belirmesi. Genetik geridönüş.

Ateşte Yürüme

Ayakta herhangi bir acı veya zarar olmadan, kor haline gelmiş kömürlerin üzerinde yürüme.

Aura

Bazıları tarafından, yaşayan varlıkları çevrelediği inanılan enerji alanı. Bazı Clairvoyant’lar (gözle görülemeyen şeyleri gören kimse ) auraları gördüklerini idda ederler ( genel olarak ışıklı, renkli bir hale olarak).

Avare

are, ruhların içinde bulundukları hal anlamına gelen bu spirit kelime, iki bedenlenme arasında ki ruhun durumunu açıklamak için kullanılır. Avarelik kelimesi asla aşağılık, gerilik manasına gelmez, ruhlar için, Allan Kardec'e göre birinci sınıf ve yüksek ruhlar hariç her sınıfta avare olan ruhlara rastlanılır. Bu tip ruhlar olgunluklarına göre mutluluk yada ıstırap içinde olurlar. Bedensiz oluşları ıstıraplarının sebebini teşkil eder. Çünkü bir evelki hayatının hatalarını, bilgisiz davranışlarını bertaraf edecek, vicdanının sesini susturacak, vasıtası yoktur. Avarelik bir nevi ''teşevvüş'' anlamına gelir.

Avra

İnsan vucudunu ( hayvan ve bitkileride ) bir zarf gibi saran ışıklı haleler, emanasyonlar topluluğudur. Özel şartlar dahilinde çıplak gözle ve uyurgezerler tarafından görülürler. Yaş, cinsiyet, zihni melekeler ve sağlıkla ilgilidir.

Şekli, ovale yakın bir tarzdadır. Erkek ve kadınlarda farklı durumdadır. Erkekte baş ve omuz bölgesinde gayet geniştir ve alt kısımlara doğru inildikçe azalır. Kadınlarda kalçalara kadar uzanır. Üç esaslı bölgeye ayrılır.

1- Yarım santim kalınlığında koyu bir çevre. Buna ''eterik çift'' deniyor.Hastalanınca bu çevre biraz genişlemektedir. Tatlı kırmızı ve mavi renktedir.

2- Eterik çifti saran ve bazen silikleşen ikinci bölgeye ''iç avra'' deniyor. Üç ile sekiz santime kadar genişlik kazanabiliyor. Özel bir rengi yoktur.

3- Dış avra denilen üçüncü bölge sınırsızdır. Birde bazı yazarlar dördüncü bölge ( tam dış avra ) kabul etmektediler.

Spiritik bir celsede, celsede hazır bulunan kimselerin meydana getirdikleri etki, sempati, ahenk ve anlayış birliği celsenin avrasını oluşturur.Celselerde hazirun arasında ki ahenk ve anlayış birliği ne kadar kuvvetli ve sürekli ise, medyomun ve bedensiz varlıkların yardımı o kadar kolay ve yüksek seviyeli olur. '' Avranın kurulması'' '' Avranın bozulması'' deyimleri bunları ifade eder.

Bir celsede ki ahenk ve anlayış, birbirine uygun etkilerin bir araya gelmesinden meydana gelir. Nasıl celsede böyle bir uygunluk varsa, aile, işyeri, semt, şehir ve ülkede de böyle uygunluklar vardır. Avra git gide genişleyen etki kuşakları tarzında kendini gösterir. Her etki kuşağına ait olanlar kendi aralarında bir avra teşkil ederler. Bunlar, görünmez fakat hissedilen ilişkilerdir.

Avranın değerini ve kapsamını genişletmek için görgü, tecrübe ve bilgiyle donanmak; his, düşünce, anlayış ve vicdan seviyesi bakımından inceleşip yükselmek gereklidir.

Ayrılış/Deport

Bir cismin, paranormal bir hareketle korunmalı ve belirlenmiş bir alanın dışına çıkması. Demeterilizasyon ve Teleportasyon ile bağlantılı.

Ba

Eski Mısırlılar tarafından ölümsüz olduğuna inanılan, bir kişinin özü. Ruh.

Backster Etkisi

Cleve Backster ( ABD) yalan makinesinin mucidi, polislerin teknik eğitim ve öğretimiyle görevli bir elektronikçidir. 1966 yılında bürosunda ki devetabanına yalan makinasının elektronlarından birini bağladı. Amacı verilen suyun bitki tarafından ne kadar sürede emildiğini araştırmaktı. Kayıt bandında sorguya çekilen bir adamın heyecanlarını simgeleyen çizgiye çok benzeyen işaretler gördü.

Backster, ancak tehdit edilen ya da tehlikede bulunan kişilerin zihinsel ve fiziksel güvenliği, yaşamı söz konusu olunca ortaya çıkan çok şiddetli tepkilerin kaydedilebildiğini biliyordu. Kendi kendine, bitkiyi yaralamayı, yakmayı düşündü, ve kayıt bantının ibresin gayet soğuk bir şekilde zikzaklar çizdi. Devetabanı bu düşüncesine bir tepkiyle karşılık vermişti.

İşte bu olay Backster'i sonuçları berrak ve görkemli olan bilimsel araştırmalara yöneltti. Bitkiler başkalarına karşı tepki gösteriyorlardı. Etrafında bulunanlardan hoşlanıyorlar, sahipleriyle yüzlerce km öteden bağlar oluşturuyorlar, felaket anında kendilerini kaybediyorlardı. Sanki bir bellekleri eksikti, birde kendilerine dikkatle bakan bir kişinin son aşklarını mı, yok matematik problemini mi düşündüğünü sezinlemek yeteneği.

Bitkilerden saptayıcı aygıt olarak yararlanmak, bir alarm sistemi yapmak yada onları en karmaşık sistemlerin içine koyup sadece bu makinalara ilişkin düşünceleri onlara ileterek, makinaların işlemesine kumanda etmek olasıdır. Daha geniş anlamıyla yeni bir enerji türü sağlanıyor demektir. Bitkilerde bitkisel haberleşme ve enerjinin karşılıklı etkileşiminin incelenmesi söz konusudur.

Bitkilere ait bir algılama vardır. Bitkisel dünya, normal ötesi araştırmalarda ilkel bir gerçek labaratuvardır. Bitkilere bir kontrol aleti bağlanarak, onların heyecanlarımıza, düşüncelerimize gösterdikleri tepkileri öğrenebiliriz. Bitkiler sevgi, ilgi, şefkat dalgalarını algıyabildikleri gibi nefret, kin, düşmanlık dalgalarınıda alırlar. Gelişmeleri üzerinde bu dalgaların etkisi büyüktür. Müzikten hoşlanırlar ve gelişmelerine etki eder. Bahçıvanlık parapsikolojisinden yararlanmak geleceğin önemli bir uygulama dalı olacaktır.

Bitkiler çeşitli enerjiler yayınlarlar. Onlarla konusabilir, cevap verebilirler. Bitkilerin duyarlı bir sinir sistemi olup, konuya göre değişen heyecansal bir yaşamları vardır.

Banşi/Banshee

Galler bölgesindeki inanışlarına gore, inildiyip bağırarak ölümü haber veren dişi varlık.

Bardo

Tibet Budizminde, varoluşun orta seviyesi. Hayat ve yeniden doğuş arasındaki seviye.

Beden Dışı Deneyim

Kişinin bilinci tamamen yerindeyken kendisinin, fiziksel bedeninin dışında olduğunun farkına varması deneyimi. Ölüme Yakın deneyimde sıkça raslanan bir durumdur.

Bencillik

Kendi isteği üzere olup, kendi oy'unu beğenen; başkasının fikir ve tedvirini kabul etmeyen, mağrur, kendi başına, aldırmaz ve laubali kimselerin bu hali, nefsaniyettir. Başka varlıkların varlığını kuruntulu ve şüpheli gören mezheptir. Bu mezhebe göre yalnız bizim özvarlığımız bilinmektedir. Dış alemin varlığı kesin olarak inkar edilmiştir. Yalnız '' ben '' mevcut görülür, ondan başkası mevcut sayılmaz. Bu hal, ruhsal olarak ilkeldir. Bilgisizlik sebebiyle varlıkta doğuştan vardır. Nefse sevgi duymaktır.

Herşeyi kendine indirgeyerek fiil ve harekette bulunan kimsenin pratik hali nefsaniyettir. Özellikle veya aşırıcı derecede nefse sevgi beslemektir. Gayesi nefsin lezzet ve mutluluğu olan duygular ve bunlardan esinlenmiş hal ve gidiş. Nefse faydası ve iyiliği dokunmayacak bir duygu duymamak, hiç bir fiil ve harekete geçmemek hususunda yeteneksizliktir. Başkasının çıkarını kendisinin kine tabi kılan, her işi ancak bu noktadan muhakeme eden kimsenin durumdur. Bencillik nefse muhabbeti yalnız haklı değil, aynı zamanda ondan bütün bir hayat görüşü ortaya çıkarılacak surette biricik, temel bir duygu olarak kabul eder. Kısaca şahsi çıkar ahlakıdır.

Bencillik ferdin en büyük güç ve çabayla yenmesi gereken bir noksanıdır. Temelinde bilgisizlik yatar. Ruhun bedene maddeye bağlanmasından ötürü, dar şuur, dar idrak ve maddi görgü ve bilgi eksikliği onu bencil hale getirmiştir. Bu eksikliği bilgi, görgü ve tecrübe arttıkça ortadan kalkar ve beşer ruhu engin bir hürriyet içinde ruhsal bağımsızlığını kazanır.

Beyaz Büyü

İyilik adına yapılan büyü veya ritüleller.

Beyin Dalgaları

Beynin elektroanselograf (EEG) aygıtıyla ölçülebilen, dalgalar tarzında kendini gösteren elektriksel etkinlik ritimlerine verilen ad. Kafatası zedelenen hastaların beynindeki elektriksel etkinliği ölçme girişiminde bulunan Alman psikiyatr Hans Berger’in (1873–1941), 1924’te, beyin hücrelerindeki elektriksel etkinliğin karışık olmayıp düzenli dalgalar halinde kendini gösterdiğini bulgulaması, beyin dalgalarının keşfine başlangıç oluşturmuştur. 1934’te İngiliz Lord Edgar D. Adrian (1889–1977) ve B. C. H. Matthews, Berger’in araştırma sonuçlarına paralel sonuçlar elde etmişlerse de bilim, beyin dalgaları konusuyla sistemli bir şekilde ancak 1950’lerde ilgilenmeye başlamıştır. Beyin dalgaları kafa derisi altına elektrotlar yerleştirilmek suretiyle EEG aygıtıyla ölçülür ve dalga frekansları saniyedeki periyodik değişim sayısını gösteren hertz (Hz) birimi ile ifade edilir. Günümüzde tıp ve parapsikolojide beyin dalgaları üzerine araştırmalar sürdürülmekte ve araştırma sonuçlarından uygulamada yararlanılmaktadır.

Başlıca dört dalga ya da dalga ritmi saptanmıştır. Bu dalga ritimleri şunlardır:

1- Beta dalga ritmi: 27–14 Hz arası frekans gösterirler. Özellikler: Bilinç uyanık, aktif, gözler açık.

2- Alfa dalga ritmi: 13–8 Hz arası frekans gösterirler. Genliği 100 mikro volttur.Özellikler: Gözler kapalı (dalgınken düş görmede gözler açık), beden gevşek, süjelerin çoğunluğu olup bitenin bilincinde. Hafif ipnoz, meditasyon, “bio–feedback” hali, dalgınken düş görme , ‘uyku uyanıklık arası’ ve ‘trans’ gibi kimi değişik bilinç hallerinde alfa ritmi oluşur. Ancak transta alfa dalgaları süreklilik göstermezler. Alfa ritminin DDA fenomenleriyle ve özellikle telepati fenomeniyle yakından ilgili olduğu sanılmaktadır. Monoton bir uyarana dayalı konsantrasyonla veya iç ve dış uyarılmanın minimum düzeye indirilmesine yönelik çeşitli yöntemlerle elde edilebilir. Alfa ritminde süjenin gözleri kapalı, fakat zihni uyanıktır. Zihinsel bir faaliyet veya gürültü gibi düzensiz bir dış uyaran karşısında, süje gözlerini açmasa da, alfa ritmi yerini beta ritmine bırakır.

3- Teta dalga ritmi: 8–4 Hz arası frekans gösterirler.Özellikler: Derin bir gevşeme, uyuşukluk, hafif uyku. Süjelerin çoğu olup bitenin bilincinde değildir. Kimilerinin teta ritmini meditasyon ve bio–feedback halinde de yakalayabildikleri görülmüştür.

4- Delta dalga ritmi: 4–0 Hz arası frekans gösterirler. Özellikleri: Derin uyku ve bilinçsizlik.

Sayfa:  « Once 1 2 3 4 5... Sonra »
Glossary 2.7 uses technologies including PHP and SQL