Giriş Yap-Kayıt Ol

Hesabınız ile giriş yapın veya kayıt olarak şifre edinin.



Kimler Sitede

Şu anda 74 konuk ve 1 üye çevrimiçi
  • SE7EN

Günün Sözü

Biz sevinçlerimizi ve hüzünlerimizi onları yaşamadan çok önce tercih ederiz.
Halil Cibran

Duru-Rüya Sayıları

Toplam: 5017
Bugün: 0
Bu hafta: 0
Bu ay: 382
Designed by:

A'dan Z'ye Spiritüalizm ve Parapsikoloji Sözlüğü

Sozlukte 417 kayit var.
Sozlukte arama yap
ile baslayan iceren kesin benzer gibi
All A B Ç D E F G H İ K L M N Ö P Q R S T U V Y Z
Sayfa:  « Once 1 2 3 Sonra »
Terim Tanimlama
Derin Gevşeme

Deringevşeme; Kaslarda ki gevşeme ve rahatlama ile zihinsel mutluluğu ve neşeyi düzenleyen yarı ipnotik - uyku ile uyanıklık arası bir durumdur. Bedensel ve ruhsal etkileri kullanarak derin gevşeme haline geçişin çeşitli metodları vardır. Bu metodların hepsinde benzer olan yanlar şu ilkelere bağlı olarak düzenlenmişlerdir.

1- Beden ile ruh arasında sıkı bir ilişki vardır.

2- Heyacan, korku ve endişe gibi zihinsel saldırılar bedenimizde iz bırakırlar.

3- Anti gürültüler, kötü aydınlanmış yerler, kalabalıkta sıkışıp kalmalar gibi bedensel saldırılarda zihnimizde iz bırakırlar.

Bu tür saldırıların zararlarını;

a) Bedenimize yeni bir soluk, yeni bir esneklik veren alıştırmalar yaparak.

b) Öfke ve endişe gibi, zihinsel davranışlarımızla bedensel durumumuz arasında ki gerçek ilişkilerin farkına vararak.

c) Heyecan ve gerilimlerimizin diğer insanlarla olan ilişkilerimizden meydana geldiğini ve yine onlar vasıtasıyla da gerilimlerden kurtulduğumuzu iyice anlamamızla sınırlamamız mümkündür.

Deringevşeme; Endişe, çöküntü, bitkinlik, yorgunluk, stres, aşırı uyarılma, fiziki gücün azalması, günlük hayatın baskıları, iş hayatında ki tek düzelik, gelecekten korkma, vs. den tüm olumsuz heyecansal hayatımızdan, uygarlığımızın yarattığı bu durumlardan, hızla değişen dünyamıza uyum sağlamamızı geçiktiren engellerden, yani içsel hayatımızda ki zararlılardan kurtularak, bedenimiz ile onun içinde bulunduğu ortam arasında dengeyi en iyi şekilde kurmamıza izin veren sinir güzümüzden tasarruf etmeye ulaşmaktır denebilir.

Gerilimden, endişeden, korkulardan kurtulmak; günlük hayatın yoğun ritmi ve yoğun durumlarında bedene hakim olmak. Bu iki derin gevşeme alanı birbirleriyle sıkıca ilgilidir.

Derin Gevşeme tekniklerini bilimsel olarak geliştiren E. Jacobson ve J.H Schultz Psişik ve psikomatik rahatsızlıkları başarıyla iyi etmişlerdir. Kaslarımızın en büyük ve en küçük gerilimlere göre çalıştıran derin gevşeme, her türlü saldırıya karşı duyarlılık göstermemizi engeller. Kaslarımızı uyarılma eşiğinde bastırır ve heyecanlarımızı kontrol altına almamızı sağlar. Kassal gerilim, tonus ile beyinsel etkinlik, dünya ve insanlarla olan ilişki sistemimizin iki yüzüdür. Bütün zihinsel sorunların kaslarımızda izleri vardır.

Metapsişik araştırmalarda derin gevşeme önemli bir yer tutar.

Medyom ve psişik sujelerin yetiştirilmesinde ve onların etraftan soyutlanması başlıca sorunudur. Dış uyaranlarla iç uyaranların en az düzeye indirilmesi gerekli olduğundan, derin gevşeme tekniğinin yeterince bilinmesi gerekir. Böylece kendi kendine telkin gelişir ve ipnoz ve trans haline girmek kolaylaşır.

Vucudu hareketsiz tutmak, ağırlaştırmak, nefes alıp vermeyi azaltmak, zihni uyku ile uyanıklık arası düzeyde bulundurmak, fikir ve imaj çağrışımlarına engel olarak zihni boşaltmak psişik yeteneklerin gelişmesi için gerekli zemini hazırlar. Psiloji çalışmalarının temeli bu ilkeye dayanır. Beden enerjisinden tasarruf etmek, stresleri hafifletmek, şuur altına güven ve cesaret kazandırmak, marazi sayılabilecek istek ve eğilimlerle temelden mücadele etmek, kısaca maddi ve manevi hayatı ahenkli bir hale sokmak için '' Derin gevşeme''den yararlanmak en eski ve geçerli bir tekniktir

Dermo Optik

Bazı insanlar yazı ve renkleri el ciltlerinde ki duyarlılık sayesinde okumayı ve öğrenmeyi başarmaktadırlar. Dermo Optik duyarlık, gerek deri renginin knetik ve ısısal etkisinden gerekse bir foto- resepsiyondan ( yani epidermin ışıklı şuaları emmesi ) ileri gelir.

'' Dermo Optik'' duyarlılık terimini bulan Prof. Novomeyski, bu yeteneğin renkli yüzeyin etkisi altında meydana gelen farklı elektirik potansiyelinden ileri geldiğini, elektiriksel potansiyel farklarının, vucut yüzeyi doğal elektirik yükünü tevzi edebildiğinden, elin derisiyle karşılıklı difarensiyel etkileşim meydana getirdiğini açıklamıştır. El ve ayasının renkli cisimlere yaklaştığı zaman kızılötesi ışınlar yaydığını, etkileşimlerin renke göre değiştiğini ve dermo optik duyarlığı meydana getirenin ekseriya şuur dışı izlenimler olduğunu belirtmiştir.

Araştırmacılara göre bu duyarlılık normal görüm duyarlığına benzemektedir. Fizik etken olarak ışığa da sahiptir.

Novomeyski ve çalışma arkadaşlarına göre ise, bu Dermo Optik duyarlılık, öncelikle gerek karanlıkta, gerekse geçirgen olmayan levhalar altında etki edebilen uyaranların bulunuşuyla, normal görümden hayli farklı görünmüştür. Çünkü görme çeşitli renklerden yayılan kızılötesi ışınların şuuruna sahip değildir. Oysa Dermo Oprtik duyarlığın gelişmesi izlenimleri şuur altından şuura geçirebilmektedir.

Determinizim

Determinizm, hareketten evvel, onu zorunlu kılan sebeplerin varlığı demektir. Diğer değişle, herşey bir fiil ve hareketin sebebi; başka bir fiil ve hareketin sonucudur. Bu yüzden ''Sebep- Sonuç'' ya da ''İllet- Netice'' yasası prensibi olarak isimlendirilir. Determinizm de bireysel hürriyet insanın hareketleriyle sınırlıdır. Hareketi açıklayıcı sebepler bireyin dışında olduğu gibi içinde de olabilir.

Determinizm'in bilimsel şekli;.

a) Evrensel Mekanizma; Bütün kainat olayları, zorunlu bağıntılarla birbirlerine bağlıdırlar. Her olay kendinden evvel ki olaylar tarafından hazırlanmıştır. Kainatta ki zorunluluk hurriyeti ortadan kaldırıcıdır.

b) Enerinin Sakımı ( Kudretin muhafazası yasası ); Doğa da hiçbir şey kaybolmaz.Hiç birşey yoktan var olmaz. Kainatta ki enerji miktarı sabittir. Ancak enerji halleri değişmektedir. Bu prensip Yaratan ile yaratıkları arasında ki durumun bilimsel açıklamasını verir. Enerjinin sakımı varlıklar arasında ki hiyerarşiyi, mertebeyi doğurmuştur.

Determinizim'in ahlaki şekli;

a) Sebepsiz istek yoktur.Ne zaman iradeyle hareket edersek, hareketimizin mutlaka bir sebebi vardır. İnsan bir amaca varmak için karar verir. Sonra irade, kendisini harekete sürükleyen sebeplerin arasından en kuvvetlisini seçer, onun gösterdiği amaca varmak ister.

b) İradeden ayrı dıştan ve içten sebepler vardır. Dıştan olanlar her taraftan gelir, içsel sebepler istek ve tutkulardır. Bu sebeplerin etkisi altında hareket ederiz. Kendimizi hür zannetmemiz hareketlerimizi zorunlu kılan sebepleri bilmeyişimizden ileri gelir. Tam bir hürriyet fikri bilgisizliğin eseridir. Birde buna kibirimizi ilave etmemiz gereklidir. Bilgisizlik ve kibir sebebiyle kendimizi hür sanıyoruz. Aslında bu bir vehimdir. Kaderimizi kendimiz, dış sebeplerinde etkisiyle Sebep Netice yasası içinde belirleriz.

Devre

Uygarlıkların gidişini etkileyen, onları tekamüle zorlayan, fakat bazen çöküşe yönelten kader tekerleği. Burçların devresel olarak hareketi tekamülde genel iniş ve çıkış. Ebedi dönüş.

Ruhçuluğa göre dünya bir tekamül okuludur. Her tufan bir öğretimin sonunu yeni bir öğretimin başlangıcını oluşturur. Bütün olarak öğretimin son bulması, o devre içinde uygulanan eğitimin son bulması demektir. Tekamüle bağlı bir ayıklanma sonunda yeni bir devre başlar ve tekamül süreci - helezon şeklinde - gelişimini sürdürür.

Çeşitli gelenek ve dinlerde bu değişim noktalarına muhtelif isimler verilmiştir.

Batı ezoterizminde Yunan Latin kültüründe kaynaklanan başlıca dört devre bilinir. Altın, Gümüş, Tunç, ve Demir çağları Hint'de vedantik okula göre, bu devrelerede Yuga ismi verilmiştir.

Dezenkarnasyon

İnsan ruhunun bedene girmiş, yaşayan can olmuş şeklinden çıkarak serbest hale gelmesine, yani ölümle bedeni terk etmesine ''dezenkarnasyon'' ; bedensiz olan, ölmüş olan varlığa da ''dezenkarne'' denir. Ruh ve beden münasebetinin kesin olarak kesilmesine ölüm diyoruz. Yokluk, hiçlik, tamamen son bulma gibi ifadeleri reddeden dezenkarnasyon, ruhun ete girdikten sonra belli bir süre etten ( bedenden ) ayrılışıdır. Daima ruhun ölümsüzlüğünü ifade eder. Bedenin öldüğünü, ruhun diri bulunduğunu belirtir. Yani ruh, sadece mekan, ortam ve dolayısıyla buut değiştirmiştir; yok olmamıştır.

Dezenkarnasyon bütün yaratıklar için zorunlu bir durumdur. Ölmek ve doğmak tekamülün ayrılmaz bir olgusudur. Her ölüm yeni imkanlar, yeni idrak ve bilgiler vesilesi olmaktadır. Ölümsüz ruh için bedenin ölümü, terki, elbise değiştirmek gibidir.

Diğerkamlık

Başkalarının iyiliğini istemek, çıkarını korumaya çaba harcamak, hakkını tanımak duygusu bizi başkaları uğruna fedakarlığa yöneltecek dereceye varırsa o zaman bu hareketimiz diğerkamlık tır. Nefsin esas itibarıyla kendi hakiki çıkarından başka ahlaki sebeplere başvurması bakımından, ahlaki gidişin amacı olarak insanların çıkarlarını esas tutan iyilik varsayımıdır. Şuurlu olmaya gayret ederek başkaları için yaşamak, onların mutluluğu ile mutlu olmak, felaketi ile mutsuz olmakda diğerkamlık vardır.

Başkalarını kendisi gibi sevmektir, başkası tarafından kendisine yapılmasını arzu edilmeyeni başkasına asla yapmamaktır. Diğerkamlık başkaları için sevgi duymaktır; gerek içgüdü ile aynı cins arasında ki ilişkiden olsun, gerek kişisel düşünce ve nefsaniyetten meydana gelsin... Ahlaki olarak; Hazcılığın, bireyselciliğin ve bir dereceye kadar faydacılığın karşıtı olan bir ahlak mezhebidir.

Diğerkamlık tekamülün yüksek seviyelerinde normal bir ruhsal davranış halini alır. İnsan bencilliğini yenebildiği oranda diğerkamlık yolunda ilerler. Esasında diğerkamlık temel bir ruhsal yetenektir. Gerçek mutluluk ve üstün haz varlığın '' tam bir vericilik '' niteliğini kazanmasından sonra biçimlenir. Bunun metodu ise başkalarına yardım, hizmet müsama ve sevgi göstermekle açıklanmaktadır.

Direk Ses

Seans sırasında, orada bulunan herhangi birinden değil de ince bir hava akımından veya daha çok bir trampetten gelirmiş gibi görünen ses.

Dış Zaman

Bizim küçük evrenimizi aşan bölümde bulunan, lineer olmayan zamandır. Ayrıca zamansızlığı da kapsar. Zamansızlığın gizli boyutlarda bulunduğuna inanılır ve ruh, fiziksel dünya veya dünyaların İç Zaman devrinden serbest kaldığında, zamansızlığı tecrübe eder.

Diskarne Varlık

Ruh veya maddesel olmayan varlık. Daha çok ölmüş ve dünyada sıkışmış birinin ruhu için söylenir.

Dogma

Önceden bir eleştirme yapılmadan ve kanıt aramadan birşeyin müspet olduğunu göstermeye çalışmaktır. Eleştirme olmaksızın mutlak'ı bulmak imkanını kabul eden bir mezheptir. Hakiki bilginin tartışmasız olarak olabileceği imkanını kabul eden, insanın bütün hakikate sahip olabileceği iddasında bulunan her felsefe doğmatiktir. Eleştiriye şüpheye yer verilmeyen bilgilerdir.

Noksan veya hata olabileceğini kabul etmeden, kendi mezhep ve kanaatine kendi üstünlüğüne dayanan bir uyan ve onayda bulunan bir zihnin hali ve davranışı. Önceden bir eleştirmeye dayanmaksızın, delilsiz olarak uymak ve onayda bulunmak eğilimidir.

Bilinmezcilik, eleştirmecilik ve şüpheciliğin zıttıdır.

Ruhçulukta dogmatizm yoktur. Zira tekamül yasası daime gelişmekte olan bir olgudur. Mutlak hakikat olarak varlıkların elinde hiçbir bilgi mevcut değildir. Mutlak bilici sadece Kadir-i Mutlak Allah'tır. Bu itibarla noksan olan beşeri bilgiler için dogmatik bir hal almak bir aldanmadan ibarettir. Varlık tekamüle muhtaçtır ve tekamül eder; süresiz ve kesiksiz tekamül esnasında realiteler devamlı olarak değişir ve ayrıca bilgiler, inançlar, anlayış ve duyuşlarda değişir ve daima mükemmele doğru gider. Bu sebepten dogmatizm de ruhun tekamülünde geçici bir evreden ibarettir.

Doğru

“Doğru” ifadesi genelde içinde insanın kavrayışının olduğu konuma karşılık gelir ve gerçeğin bir yansımasını ifade eder. Doğru tanım için insan öznesine, bilme, algılama ya da bilince gereksinim vardır. Doğru ifadesi, her zaman gerçek ile eşdeğer değildir. Karl-Otto Apel’e göre “doğruluk diye bir şey yoktur” türünden bir sav daha baştan yanlıştır. Çünkü savın önermesi içeriği ile edimsel içeriği kendi içinde çelişir.

Doğrudan Ses

Bu irtibat tarzı gerçekten çok dikkat çekici ve ikna edicidir. Bedensiz bir varlık böyle bir durumu meydana getirirken, öncelikle medyomun bazı kudret ve maddelerinden yararlanır. Bu kudret ve madde; Medyomun kendi etrafında yarattığı, psişik düzende ''dinamik ahenk'' ve gene bu ahenkten dolayı bedeninden çıkan buharımsı ektoplazmadır.

Dinamik ahenk hazirunun ve kozmik alemin, o muhitte müşterek bir amaç etrafında toplanmak üzere, psişik bir küre meydana getirmeleridir. Bu psişik küre kozmik etkilerin yoğunlaşmasını ve dolayısı ile medyomun fiziki yeteneklerinin harekete geçmesini sağlar. İşte bu durumdan sonra şüphesiz üstün varlıkların yüksek enerjileriyle - bir bedensiz varlık kendisine insan sesi çıkartabilecek bir ortam yaratır. Bu ortamı bir boru veya başka bir alet üzerinden yoğunlaştırarak da kendi sesini duyurur.

Doğrudan Yazı

Doğrudan yazıda; daha önce açıkladığımız doğrudan ses olayında ki şartlar dahilinde, bu sefer ses çıkarıcı bir ortam elde etmek yerine, doğrudan kaba maddeye etki edilir. Doğrudan yazı esas olarak üç türlüdür.

1- Medyomun hiç bir teması olmadan kalemin, kendiliğinden istenileni yazması.

2- Küçük bir sepet içine konulan kağıt ve kalemler vasıtasıyla yazlan sözler. Bazen renkli kalemler koymak suretiyle ruhun kendini veya başka birşeyi resmetmesi.

3- Arduvaz ( kara kaş) üzerinde yapılan deneyler. Bunlar genellikle, iki arduvaz levha arasında bulunan, gene arduvaz bir kalem vasıtası ile elde edilirler. İngiliz medyom Slad'in Zociner ile yaptığı deneylerde bu tip doğrudan yazıdan pek çok örnekler elde edilmiştir.

Doğrudan yazı metodu ile alınan tebliğler her türlü itiraz ve eleştiriyi ortadan kaldırır ve ruhun varlığını açıkca ispatlar.

Doğrulanmış

Bulgularla ve olaylarla kanıtlanmış bilgi veya deneyimler.

Doğum İşareti

Kendiliğinden hatırlanan reenkarnasyon olaylarının önemli kanıtlarından biride geçmiş hayat ait bir yaralanma izinin, bu hayatta ki yeni beden üzerinde de bulunmasıdır. Doğumla beraber vucutta bulunan ama bir anlam verilemeyen kesik ve delinme izleri, eksik parmak, kopuk kulak v.b işaretler geçmiş bir hayata ait, ruhda derin izler bırakmış olayların canlı hatıralarıdır.

Doğum işaretleri,ani ve ıstıraplı cinayetlerin sonucunda oluşan yaraların ruhsal varlığın yeni bedeninde gözükmesidir ki birçeşit kinetik telkinde denebilir.

Olayın oluşumunda tahayyül yeteneğinin rolü büyüktür. Telkin yoluyla tahayyülü etkin hale gelen bir ipnotik süjenin kendi kolunda yanık izleri meydana getirmesi, hamile bir kadının gizlice alıp yediği ( zeytin, karadut gibi ) maddelerin doğan çocuğun bedeninde iz bırakması gibi, ani ve şaşırtıcı bir ölümle bedenini terk eden ruh varlığının yeni bedenine öldürücü yara izlerleri yansıtması da mümkündür. Olayın derin izlenimi taze ve çok güçlüdür; telkin ve tahayyül mekanizmaları tam bir kapasite ile çalışmıştır.

Reenkarnasyon olgusunun gerçekliğini maddesel düzeyde kanıtlayan doğum işaretlerinin en çok rastlandığı ülkeler Alaska, Türkiye Lübnan ve Hindistan dır.

Doğum Öncesini Hatırlamak

Ekminezik çalışmalarda sujeler, aynı bir hayatın geri yaş devrelerine götürülmeleri sonucu, yani sınıf yaşa ( yeni doğmuş devreye ) geldikten sonra rahim içi hayatı, doğum olayını, doğumdan önceki hayatı, bedene bağlanışı hatırlarlar, daha doğrusu şimdiki zamandaymış gibi derinden yaşarlar.

Bu tür deneylerin, tedavi kıymetinden öte ruhun ebediliğini kavramak bakımından önemi büyüktür.

Dolaylı Ses

Diskarne varlığın, medyumun ses organlarını kullanarak konuşması. Genellikle ses medyumun normal sesinden tamamen farklı çıkar.

Döner Masa

Yuvarlak ve kendi etrafında dönmesine yardım eden bir mihveri bulunan tahta bir masa vasıtasıyla, medyomların psişil yeteneklerini ortaya koymalarıdır. Medyomun psikol manyetik seyyaleleri belirli bir çıkış şiddeti kazanınca masa dönem hareketi meydana getirir.

Bu ruhun doğrudan tesiri olduğunu söylemek mümkün değildir. Medyomun kendi psişik gücüde bu olayı meydana getirebilir. İspat bakımından Spiritik bir değeri yoktur. Bu olay ilk defa Kont GASPARİN tarafından incelenmiş ve böyle isimlendirilmiştir. Neticeyi medyoma bağlamakla beraber, diğer araştırıcı ve bilginlerin bu yola girmelerini sağlamıştır.

Dönüşüm

Dönüşüm, bir bütünsel sistemin, doğanın farklı unsurlarını açığa vuracak kadar temelden yapı ve davranış değiştirme sürecidir. Bu durum, yeni biçimler meydana getirmenin yanı sıra şekil değiştirmeyi de kapsayabilir. Dönüşüm, yekpare bir gerçelclik sisteminin enerjisini yeniden yönlendiren değerlerin yeniden düzenlenmesidir. Sistem ve onun tüm potansiyelleri, hem feragat edilmiş hem de yeni şekillendirilmiş durumu aşan yollar aracılığıyla, daha büyük bir bütünleşme durumuna doğru ilerler. Önceden olması gereken iki aşaması vardır: geçiş ve değişim.

Dua

Ruhsal varlık veya güçlerle iletişim kurmaya çalışmak.

Sayfa:  « Once 1 2 3 Sonra »
Glossary 2.7 uses technologies including PHP and SQL