Tanımlaması daha çok doğrudan olmasından ziyade dolaylı yollardandır (farkındalık gibi) ve birçok farklı şeyi ifade edebildiği için zordur. Çünkü bilinç ağırlıklı olarak kişisel bir deneyimdir. “Canlı maddenin öğretimini denetleyen özel bir öğretmendir, bazen yeterince eğitilmiş olan öğrencisi, öteki görevleriyle uğraşmak için yalnız bırakır” şeklinde basit ve anlamlı tanımlamaları da varsa da, “bir kişinin kendi varlığının/var oluşunun, duyularının, düşüncelerinin, çevresinin farkında olması” olarak da tanımlanır. İç durumumuzu sorgulayarak bir şeylerin farkında oluruz ve bilinçli bir varlık olduğumuzu hissederiz ve bilincin en önemli noktası da budur. Bilinç, çoğu kez "farkında olma, farkındalık" ile aynı anlamda kullanılır. Yani bilinçli kabul edilen varlıkların “nesnel/dışsal gözlem” ve “öznel/içsel gözlem”leri vardır. Öznelci kuramların tuzağına düşmemek elde değildir. Bilincin bütün tanımları temelde hep aynı gibidir. Ama her tanım “eski bir şişede yeni bir şarap gibi” sunulur. Ya da bazıları “görüntüyü kurtarmak” adına öne sürülmüşlerdir. Tanımı yapacak bir doctor universalis (evrensel bilgin) bulmak mümkün değildir. Ya da bekleyeceğimiz ani bilgisizlikten, ani bilgili bir duruma geçme, ani bir kavrayış (anagnoresis) mümkün gözükmemektedir.