Bilim tanımı içinde çalışmayı kendine meslek edinen ve teorik ya da deneysel düzeyde bilgi üreten ve bunu yaymaya, aktarmaya çalışan kişi olarak tanımlanabilir. Decartes “Yalnızca hayvanlar durmaksızın vücutlarını besleyecek besini bulmakla uğraşırlar, ...insanların, temel düşüncesi, ruhun gerçek besini olan bilgeliği aramak olmalıdır” der. Bu bilgeliği arayan da biliminsanıdır. Biliminsanları, didinip duran işçi karınca gibidirler. Dev bir bilgi hazinesinin oluşmasına yardımcı olan birer hizmetkârdan başka bir şey değildirler. Tarihin belli bir döneminde oluşmuş stoktan alıp, buna biraz da kendilerininkini katarlar. Her biliminsanının çabası bilgi okyanusuna bir damla mürekkepli su katmak gibidir. Çok kısa bir süre sonra, yaptıkları işler -bireysel başarılarda hep olduğu gibi- özümsenir, yerlerine başka şeyler konur ve kaybolur. “Normal bilim” ya da “devrimci bilim” olsun fark etmez. Mutlaka zaman içinde diğer bilgiler içinde eriyip dağılacaktır. Okyanusa atılan bir damla mürekkepli su gibi.