Parapsikoloji Kuramları: Tarihsel Olanlar PDF Yazdır e-Posta
Sultan Tarlacı tarafından yazıldı.   
Cumartesi, 16 Şubat 2013 21:46

Tüm canlılar üzerinde değişik yöntemlere dayalı deneyler yapmaktan, hassas kişiler ve kendiliğinden ESP vakaları ile ilgili doneler toplamaya, enerji alanlarını kaybeden cihazlar kullanmaya kadar çeşitli' şekillerde uygulamalı olarak yürütülen parapsikolojinin kuramsal yönü de giderek ağırlık kazanmaktadır.

 

a- Fizikçi Dobbs'un Geliştirdiği Kehanet Kuramı
Fizikçi ve matematikçi Andrian Dobbs'un geliştirdiği kehanet kuramı, bu tür çalışmalar arasında en ileri seviyeden bir örnektir. Dobbs'un «Bilim VE ESP» (J.R Smythies. ed.) .. «Science and ESP» Routledge,London, 1967 adlı kitapta yayınlanmış olan«ESP Üzerine Fizikci Bir Kuramın geçerliliği» (The Feasibility of a Physic, Theoryof ESP) başlıklı yazısı ile birlikte, Proc.SPR dergisinin 1965 tarihli 54. Cild 1965 sayısında yayımlanmış. «Zaman ve ESP» (Time and ESp») adlı yazısı öne sürdüğü ilginç düşünceler üzerine önemli iki kaynaktır.

b - Dr. Mds. Smith, ve Psi Alanları
Parapsikoloji kuramcıları, konunun devasa boyutlarından yılmayarak her an yep yeni düşünceler getirmektedirler. Soruna izafiyet ve kuantum kuramlarından esinlemeler ile girenlerin yanı sıra 'ESP'nin temelinde, ışıktan hızlı partiküller olan 'takiyonlar'ın, negatif enerjili ya da sanal (imaginary) kütleli 'psitronlar'ın, zaman dönüşümü etkileri'nin ( time-reversal effects), bilinenin ötesindeki zaman ya da uzay boyutlarının ve özellikle, yeni türde alan enerjilerinin ya da 'psi alanlarının yattığını ileri süren birçok bilim adamı vardır, Örneğin, ilginç enerji araştırmaları yürüten Rahibe DT.M. Juste Smith, ünlü Dr, Michael Polanyi'nin, «Yaşam, fiziki ve kimyasal yasaların şu anda bildiğimiz biçimleri ile açıklanamaz» şeklinde ifadesini ele alarak bize sormaktadır: «Acaba Dr. Polanyi, henüz ölçülemeyen fakat algılanabilen ve henüz açıklanamadığı için de varlığı inkar edilen, bilinmeyen bir güç ya da enerji alanını mı kastediyordu? Belki de bir 'Psi alanı'nı ima ediyordu.

e - Dr, Burr ve L-alanları
Modern voltmetrelerle ‘L-alanları’ denilen 'elektrodinamik alanlar'ı ölçen ve inceleyen Dr. Harold S. Burr ve arkadaşları da enerji araştırmalarına son derece önemli katkıları olan bu çalışma1arından kuramsal bazı sonuçlar çikarmaktadırlar.

Dr .. Burr'a göre, söz konusu ‘enerji dokusu’ maddeye ait tüm canlı biçimleri şekillendirmekte ve kontrol etmektedir. Öğrencisi Dr. Leonard Ravitz ise 'L-alanIarı'nın insanlarin zihin hallerini yansıttığnı ileri sürmekte ve ‘Duygular enerji ile eşitlenebilir demektedir.’Dr Ravitz'in hipnozu bir enerji alanı etkisi olarak ele alan düşüncesi de oldukça ilginçtir. Dr, Burr, giderek ge1iştirdiği düşüncelerini uluslararası boyutlara ulaştırmakta ve beyinlerimiz ile bedenlerimiz, hücrelerin sürekli değişime uğrayan malzemesini biçimlendiren elektromanyetik alanlarca nasıl etkin bir ortam içinde tutuluyorsa bu alanların da kendi çaplarında, evrenin daha yüksek seviyeden alanları tarafından etkilendiğini, dolayısıylada insanın, evrenin soyutlanamaz bir unsuru olduğunu ve evrenin amacı ile kaderini paylaştığını öne sürmektedir. Dr' Burr'un bir yaşam boyu süren ilginç araştırmaları, kendisininyazdığı« Yaşam Alanları» (Fields of Life», Ballantine Books, New York, 1973) adlı kitaptan ' izlenebilir.Dr. Burr'un çalışmaları ve kuramları üzerine yazılmış bir diğer önemli kaynak da Edward Russel'in «Kader İçin Tasarım» (Design for Destiny», Neville Spearman, London, 1971) adlı kitabıdır.

d - Filozof Bergson ve Beden - Spirit İlişkisi Görüşü
Fransız filozofu Henri Bergson, 1896'da yazmış olduğu «Madde ve Hatıra» (La Matiere et LaMemoire) adlı kitabında beynin bilgi ile ilgili olmadığını, bilgi uzvunun zihin,hatıra yada ruh olduğunu ve beyin ile sinir sisteminin sadece davranışlar ile,faaliyet ile İlgili olduğunu ileri sürüyordu.Dolayısıyla, organizmanın ileri derecede gelişmiş duygusal ya da algılama uzuvları bize dünya üzerine bilgilerimizi edindiren değilde aksine bilgimizi kısıtlayan ve çevrenin,çevresinden soyutlanmış biyoIojik antiteler halinde iken bizlere son derece önemli gelecek o küçücük parçasına bizleri bağlayan unsurlardır;kısacası,beyin öncelikle,dikkatimizi buraya ve şimdiye bağlamamızı garantiye almak için evrimin oluşturduğu bir 'süzgeçtir'. Bergson,1913'de SPR'ye başkan olduğunda, parapsikolojinin sorunları ile sözkonusu düşüneeleri arasındaki paralelliği belirtmek imkanını bulmuştur.

e - Filozof Broad ve Psikiyatrist Hayes’in Parapsikoloji Görüşleri' ,
1950'lerde 'Cambridge'li tanınmış filozof C.D.Broad'ın,«Dİn,Felsefe,ve Psişik Araştırma» (Religion, Philosophy and Psychica1 Research», Routledge,London, 1953) adlı kitabında da belirttiği gibi, olumlu karşıladığı bu "süzgeç kuramı'’ daha yakın zamanlarda da bilim çevrelerini ilgilendirir olmuştur, Psikiatrist. ... James S. Hayes, 1962'de yayımlanan «Bilim Adamı Düşünüyor» «The Scientist Speculates», I.J,Good[ed.] Helnnemann, London adlı kitapta şöyle yazıyordu:«Uzun zamandır, telepati üzerine sorulan aIışılmış soruların (Telepati tezahür ediyor mu ve eğer ediyorsa, nasıl?) şu soru kadar verim'i olmadıklarını hissediyorum.Eğer telepati her hangi bir şekilde ortaya çıkıyorsa, her an oluşmasını engelleyen nedir.? Zihin(ya da beyin) kendisini, diğer insanların deneyimlerinin muhtemel etkisinden nasıl izole eder?' ... » ..

f -Dr. Beloff'un Süzgeç Kuramı Görüşü
Bugün İngiltere'nin en ileri gelen parapsikoloğu olan ve Edinburgh Üniversitesi parapsikoloji laboratuvarına başkanlık eden Dr.John Beloff', 1972'de HoIlanda, Utrecht Ünivesitesindeki bir seminerde okuduğu «Parapsikolojide Kuramın Yeri» «The Place of Theory in Parapsyohology» adlı yazısında 'süzgeç kuramı'nı her hangi bir genel paranormal kuramı için elimizdeki en ümit verici bir çıkış noktası olarak sunmaktadır,

g - Araştırmacı J.Randall ve Psi Üzerine Biyolojik Kuramı
Parapsikoloji, araştırmacısı John L.RandaIl, «Psi Olayları ve Biyolojik Kuramı» (Psi Phenomena and Biological Theory», JSPR, CiIt46,No. 749, September 1971) adlı yazısında; enzim faaliyeti, bitkilerin büyümesi ve farelerdeki yaraların tedavisi üzerindeki psikokinetik etkilerin deneysel olarak incelenmesine değinmekte ve insanın alacağı bir kararın, karar alıcı kişinin bedeni ve fiziki teması olmayan biyolojik ,işlemler üzerinde doğrudan etkiler yaratabileceğini ileri sürmektedir ; John L. Randall düşüncelerini şu cümlede özetlemektedir :«Bilinen fiziki enerji biçimlerinden herhangi biri kullanılmadan bir fiziki sisteme malümat nakledildiğinde bir psi olayının oluştuğunu söyleyebiliriz»

h – Dr. Ş. Karagülle ve İnsanın Enerjetik Yapısı Görüşü
Öte yandan, Amerika'da yaşayan Türk tıp doktoru Şefika Karagülle, «Yaratıcılığa Açılan Kapı» (Break through to Creativity», Devorss : L.A., 1967) adlı kitabında, New York'daki Biyo enerjik Analiz Enstitüsü'nün yöneticisi Dr. John Pierrakos gibi parapsişik yetenek,sahibi doktorların yanı sıra herhangi bir doktorun dahi insan ,"aurasına ait' enerji alanlarını algılayabilip,. gördüklerine göre teşhis koyabilmesi gerektiğinden bahsetmekte ve önemli bir noktaya değinmektedir:, «İnsanın görüntüsü yoğun 'bir fiziki" biçim olarak değil de belirli sayıda enerji türlerinden oluşmuş bir insan şeklinde ortaya çıkmakta ve fiziki bedenin katı biçimi, ana unsuru oluşturmayıp, tersine nihai bir yoğunlaşma olarak tezahür etmektedir.