Ana Sayfa » Parapsikoloji Genel

Parapsikoloji Genel

Parapsikoloji Genel/Durugörü
Yazar:Sultan Tarlacı
Durugörü/duyu dışı algılama (DDA Türkçe veya İngilizce ESP; Extrasensory perception veya uzaktan görü/uzaktan hissetme adı verilen durumda bilinen duyu araçları ve organları (göz-kulak-dokunma...) kullanılmadan, zaman ve mekanla sınırlı olmayan uzak yerlerden bilgi edinmektir. Bazıları buna 6. his adını da verirler. Ya da sezgi. Durugörü (clairvoyance) ve uzaktangörü (Remote viewing, RV)  ince farklılıklar içerir.
| 95131 tıklama |  Email | Devamını oku
Parapsikoloji Genel/Durugörü
Yazar:Sultan Tarlacı
EN SON GERÇEKLEŞENLER ÖNGÖRÜ GERÇEKLEŞME Bomba yüklü minibüs 10 Eylül 2015 17 Şubat 2016 Helikopter düşüyor 30 Temmuz 2014 12 Ekim 2014 İslami liderin ölümü 15 Ekim 2013 07 Mayıs 2014 Muhsin Yazıcıoğlu Ölümü 10 Aralık 2013 26 Şubat 2014 İtalya'da Yanardağ patlaması 12 Ocak 2014 27 Ocak 2014 İstanbul banliyosunda yangın 25 Ekim 2013 26 Ekim 2013 Kimyasal Yüklü Tren 29 Aralık 2013 30 Aralık 2013 Okulda bıçaklanan ögretmen 08 Kasım 2013 12 Kasım 2013 Sivas'ta uçak düştü! 27 Eylül 2013 30 Eylül 2013 Fatih Terim'in sıkıntı 28 Ağustos 2013 24 Eylül 2013 Kiliseye İntihar Saldırısı 08 Ağustos 2013 22 Eylül 2013 Yanardağ patlaması 13 Eylül 2013 15 Eylül 2013 Uçak kazası 02 Temmuz 2013 06 Temmuz 2013 Silahı bırakan Abdullah Öcalan 17 Haziran 2011 21 Mart 2013 Depoda Patlama veya Yangın 04 Ocak 2013 27 Ocak 2013 Toplu Taşıma Aracında Katliam 31 Aralık 2012 22 Ocak 2013 Tren kazası 04 Ocak 2013 06 Ocak 2013 AKP ile birleşme 15 Aralık 2011 12 Temmuz 2012 İtalyada deprem Değişik, 2010 20 Mayıs 2012 Deprem ve mucizevi kurtuluş 07 Nisan 2012  11 Nisan 2012 Tersanede skandal 01 Ocak 2012 04 Şubat 2012 Limanda patlama 02 Ekim 2011 04 Şubat 2012 Yolcu gemisi kazası 09 Mayıs 2010 14 Ocak 2012 Uçak kazası 19 Aralık 2011 20 Aralık 2011  Ergonekonda Ölüm    20 Ağustos 2011 14 Kasım 2011  İtalyada Devrim    10 Ekim 2011 08 Kasım 2011 Kaddafinin ölümü 06 Mart 2011 21 Ekim 2011 Başbakanın acı çekiyor 19 Temmuz 2011 08 Eylül 2011  Üç tahminden biri %49.5 gibi küsürlü 28 Mayıs 2011 12 Haziran 2011 Salgın hastalık 13 Mayıs 2011 21 Mayıs 2011  Uçak kazası 18 Şubat 2011 23 Mart 2011 Antalya bölgesinde deprem: 6.3! 06 Ocak 2011 01 Nisan 2011 Sporculara ne olacak? 06 Şubat 2011 28 Mart 2011  Savaş Çıkacak 16 Mayıs 2010 19 Mart 2011 Bir konserde olay cikabilir 13 Mart 2011 13 Mart 2011 Sanatçının başına olumsuz olay... 01 Kasım 2010 13 Mart 2011 Tanınmış Kişiler: İbrahim Tatlıses 02 Mayıs 2010 13 Mart 2011 2. Çernobil olayı mı? 12 Aralık 2010 12 Mart 2011 Denizde deprem çok büyük 24 Mayıs 2010 11 Mart 2011 Asyada deprem mi? 30 Temmuz 2010 11 Mart 2011 Japonyaya göktaşı mı?  05 Mart 2011 11 Mart 2011 İnanilmaz siddette bir deprem 14 Mart 2010 11 Mart 2011 Üç büyük depremin yeri 24 Mart 2010 11 Mart 2011 Devlet adamı ölümü ve partinin bitişi 19 Şubat 2011 27 Şubat 2011  Erbakanın ölümü, tam bir yıl önce 09 Mart 2010 27 Şubat 2011 Kaddafi ve arap ülkesi 22 Eylül 2009 15 Şubat 2011 Ortadoguda karisiklik, Baser Esad 22 Ocak 2010 02 Şubat 2011 Bir gazeteci tehlikede 10 Şubat 2011 14 Şubat 2011 Ostimde patlama 22 Eylül 2010 05 Şubat 2011 Defne Joy Foster'ın ölümü 14 Ocak 2011 02 Şubat 2011 Suriye ve Lübnanda İhtilal 20 Ocak 2011 27 Ocak 2011 İzmir'e yakın deprem 08 Kasım 2010 11 Kasım 2010 İki Güneş patlaması 29 Ekim 2010 06 kasım 2010 Stat alanında olay var 27 Ekim 2010 31 Ekim 2010 Askere saldıran asker! 02 Eylül 2010 26 Eylül 2010 Rütbeli asker intiharı mı? 02 Eylül 2010 23 Eylül 2010 Metro inşaatında çökme 20 Eylül 2010  22 Eylül 2010 KUŞ adlı karakola saldırı 31 Ağustos 2010 01 Eylül 2010 Uçak Kazası, 3 parçaya ayrılan uçak 07 Temmuz 2010 16 Ağustos 2010 Akaryakıt deposunda patlama 08 Ağustos 2010 10 Ağustos 2010 Bir müslüman ülkede suikast 20 Haziran 2010 04 Ağustos 2010 Yalıya çarpan gemi 30 Mayıs 2010 30 Mayıs 2010 102 Yolculu Uçak düşecek... 06 Mayıs 2010 12 Mayıs 2010 THY uçağı düşüyor 01 Mayıs 2010 12 Mayıs 2010 Mecliste CHP vekili skandalı 21 Aralık 2009 10 Mayıs 2010 Fenerbahçe 3-1 kaybediyor 30 Nisan 2010 06 Mayıs 2010 Siren sesleri ve askerler 08 Nisan 2010 05 Mayıs 2010 Havadan birşeyler yağıyor 22 Aralık 2009 15 Nisan 2010 Buzulun altında yanardağ patladı 14 Mart 2010 21 Mart 2010 Şili ya da Şile 12 Aralık 2009 28 Şubat 2010 Güneşte büyük patlama 14 Aralık 2009 19 Ocak 2010 Kafa kafaya çarpışan iki tren.... 16 Kasım 2009 03 Ocak 2010 Taşan nehir ve su altında evler 17 Aralık 2009 21 Aralık 2009 Şehre yakın yanardağ patlaması 04 Aralık 2009 14 Aralık 2009 Batan gemi 02 Aralık 2009 12 Aralık 2009  Nehre akan petrol 23 Kasım 2009 25 Kasım 2009 Yana gemi 18 Kasım 2009 23 Kasım 2009 Ters dönmüş gemi 18 kasım 2009 12 Aralık 2009 Büyük patlama 17 Kasım 2009 17 Kasım 2009 Devrilen vagonlar 01 Kasım 2009 14 Kasım 2009 Yarısı sulara batan gemi 01 Kasım 2009 02 Kasım 2009 Amazonda bulunan uçak 29 Ekim 2009 30 Ekim 2009 Raydan çıkan tren 24 Ekim 2009 27 Ekim 2009 Hızlı giden tır ve tarfik kazası 22 Ekim 2009 29 Ekim 2009 Marmara-Tekirdağda deprem 01 Ekim 2009 22 Ekim 2009 Erkek çocuk cesedi 11 Ekim 2009 11 Ekim 2009  Tren-mavi kamyon çarpışması 07 Ekim 2009 08 Ekim 2009 Freni patlamış tren 11 Eylül 2009 05 Ekim 2009 Tsunami, çok sayıda ölüm.. 30 Eylül 2009 30 Eylül 2009 6-7 şiddetinde Kandilli deprem 23 Eylül 2009 30 Eylül 2009 Tsunami olabilir 19 Eylül 2009 30 Eylül 2009 Ecevitin eşi Rahşan hanım 14 Eylül 2009 21 Eylül 2009 Organ mafyası çökertilecek 26 Eylül 2009 29 EYlül 2009 Dila bebek mezarı 17 Eylül 2009 18 Eylül 2009 Dila bebek suda ölü 12 Eylül 2009 18 Eylül 2009 Yanardağ ve kaçan insanlar 14 Ağustos 2009 13 Eylül 2009 Patlama 11 Eylül 2009 11 Eylül 2009 Sel ve yağmur felaketi 04 Eylül 2009  07 Eylül 2009 Kuduz vakalarında artış 08 Ağustos  2009  04 Eylül 2009 Uzay aracında arıza 31 Temmuz 2009  28 Ağustos  2009 Feci kaza 21 Ağustos  2009  27 Ağustos  2009 Tren Kazası ve çarpışma 12 Ağustos  2009  27 Ağustos  2009 Tren Kazası 08 Ağustos  2009  27 Ağustos  2009 Operasyon var yakında 26 Ağustos  2009  26 Ağustos  2009 Silahli çatışma ve 4-5 ölü 20 Ağustos  2009  21 Ağustos  2009 Çok katlı binada yangın 10 Ağustos  2009  10 Ağustos  2009 Cem G. saç tıraşı yapılıyor 09 Eylül 2009  16 Eylül 2009  Cem G. yakalanacak, 16 Eylül 08 Ağustos 2009  16 Eylül 2009  Marmarada Deprem 08 Ağustos  2009  08 Ağustos  2009 Sel veya Tsunami 05 Ağustos  2009  07 Ağustos  2009 Uzak bir ülkede fırtına 04 Ağustos  2009  07 Ağustos  2009 Sahil koruma ve büyük gemi 04 Ağustos 2009  04 Ağustos  2009 Endonezyada yanardağ patlaması 28 Temmuz 2009  31 Temmuz 2009 Venüs olağan üstü parlak 15 Temmuz 2009  19 Temmuz 2009 Uçak düşmesi ve 163 kişi ölümü 07 Temmuz 2009  15 Temmuz 2009 Trafik kazası 10 Temmuz 2009  10 Temmuz 2009 Askeri Operasyon 06 Haziran  2009  09 Haziran   2009   HER ÖNGÖRÜNÜN ALT KISMINDA GİRİŞ TARİHİNİ GÖREBİLİRSİNİZ....  Öngörü: Yanılsama mı Gerçek mi? Nerede yanılabiliriz? Bunun yanında, bu tür olayları “ben önceden gördüm, aaa bildim, aaa bildi” denmesine her zaman aldanmamak lazımdır. Genel olarak, olaya şüphe ile bakmalı ama paranoyak da olmamalıdır. Çünkü, tehlike sezgisi bir çok bilimsel çalışmada gösterilmişse de bazı, “öngördüm, ben görmüştüm zaten...” deme durumları başka nedenlerden kaynaklanabilir. 1. Bunlardan en önemlisi, “bilişsel taraf tutma” denen şeydir. Kişiler ve hepimiz, bir çok önemsiz olayı unuturuz. Ama dikkate değer “önemli ve de toplumsal, bireysel tehlike” durumlarını seçici olarak ve güçlü şekilde hatırlamaya eğilimliyizdir. Bu beynin bir özelliğidir. Örneğin, birini düşününce sizi arayabilir. Bunu bir ratlantı olarak hep çok iyi hatırlarsınız ama geçmişte, düşündüğünüz ama sizi aramayan yüzlerce kişi olmuştur, onları hatırlamazsınız. Yanı, algıda seçicilik bir yanılsama yaratabilir. 2. Diğer bir durum, “gizli bellek/cryptomnesia” veya “bilinçsiz algılama” denilebilecek durumdur. Hepimiz aslında, ordan ya da buradan, değişik kaynaklardan, gelecekteki olaylar hakkında çıkarım yaptırabilecek bazı bilgiler biliriz. Bunlar bizim bilincimizin ve belleğimizin derinliklerinde saklanırlar. Orada biz fark etmeden işlenirler ve bir gün bilinç düzeyimize ulaşarak, gelecekteki bir olayı önceden “olacak” şeklinde anlatırlar. 3. Bunların dışında kalan şey ise, doğrudan ve gerçekten tehlikeleri öngörmektir. Bilim dünyasının önemli bir kısmı buna inanmaktan korkar. İçinde bir his olsa da, kişisel deneyimler yaşasa da, yine de inançlarını açıklamaktan korkarlar. 1880’li yıllardan bu yana binlerce deney yapılmış ve değişik çalışmalarda, “öngörü, tehlikeyi sezme, sezgi” denilebilecek bir şeyin varlığı ortaya konulmuştur. Bizim gerçekleştiğini düşündüğümüz öngörüleri de, gerçekleşen olayla, önceden tanımlanan öngörü arasındaki uyum derecesine göre sınıflandırmaktayız: uyum şüpheli -1- 2 - 3 - 4 - 5 - mükemmel uyum olarak.  Sitedeki duru ve rüyaları kendi adınızı seçerek, veya gerçekleşenler-gerçekleşmeyenler, kategorilere göre arama yapıp alt alta görebilirsiniz. Sadece kendi adınızı seçtiğinizde bir günlüğünüz oluşacaktır. Kendi adınızı + gerçekleşenler seçeneğini bir arada seçince, ARAMA yaparsanız, duru veya rüyalarınızdan gerçekleşenleri alt alta görebileceksiniz. Diğer kişilerin duru ve rüyalarına da benzer şekilde DURU-RÜYA ARA kısmından bakabilirsiniz.   td
| 92145 tıklama |  Email
Parapsikoloji Genel/Rüyalar
Yazar:Sultan Tarlacı
Yaklaşık 50 yıl önce batıda yapılan ve gelişmiş teknoloji çağında daha kolay olan GELECEKLE ilgili rüyaları ve durugörüleri bir araya getirme çalışması ülkemiz için bir ilk olacaktır. Bunun için de herkesin ulaşabileceği internet üzerinden rüyaları bir araya getirme en hızlı yoldur. Bu ülkede 71 milyon insan var ve her gece yaklaşık 2 saat rüya görüldüğü düşünüldüğünde, dün gece Türkiye'de 140 milyon saat rüya görüldü demektir. Bu 365 gün ya da bir yıl için 70 milyon x 2 x 365 ile çarpımı yapar ki, varın bunu siz hesaplayın. Bu 51 milyar 100 milyon saat rüya demektir. Bu rüyalarda anlamlı bir şeyler yok mudur?
| 82450 tıklama |  Email | Devamını oku
Parapsikoloji Genel/Öngörüler
Yazar:Sultan Tarlacı
Lütfen öngörü kayıtları yaptığınızda toplumsal içerikli olmasına dikkat ediniz. Kişisel ve sadece sizi ilgilendiren, geçmişte olmuş öngörü, rüya kayıtları silinecektir. Bu konular için FORUM kısmında ayrılmış alanlar var. Öngörü kayıtlarınızı yazarken başlıkları özet, anlaşılır ve ilk harfi büyük, diğerlerinini küçük harfle yazınız. Kaydettiğinz eski/önceki kayıtlarınızın listesini arama kısmında takma adınızı bulup ARA dediğinizde liste olarak görebilirsiniz. Eğer göremiyorsanız ya silinmiştir ya da içeirği nedeniyle yayından kaldırılmıştır. Sizin dışınızda toplumsal olan ve gerçekleşen öngörüleriniz var ise FORUMA, öngörünün başlığını aynen kullanarak aktarınız. İlgili gerçekleşme haberini de eklemeyi ihmal etmeyiniz. Gerçekleşen öngörülerinizi ve rüyalarınızı buradan FORUMA YAZIN. Haber linki ve açıklamasını da eklemeyi unutmayın lütfen... Sitedeki duru ve rüyaları kendi adınızı seçerek veya gerçekleşenler-gerçekleşmeyenler, kategorilere göre arama yapıp alt alta görebilirsiniz. Sadece kendi adınızı seçtiğinizde zaman içerisinde bir DURU veya RÜYA günlüğünüz oluşacaktır. Kendi adınızı + gerçekleşenler seçeneğini bir arada seçince, ARAMA yaparsanız, duru veya rüyalarınızdan gerçekleşenleri alt alta görebileceksiniz. Değişik kombinasyonda aramaları yapabilirsiniz. Diğer kişilerin duru ve rüyalarına da benzer şekilde DURU-RÜYA ARA kısmından bakabilirsiniz.
| 37466 tıklama |  Email
Parapsikoloji Genel/Kurum ve Kuruluşlar
Yazar:Sultan Tarlacı
  Ölüm… ve Sözlük, 376 Sayfa 29 Şubat 2016 Basım Tarihi Tuti Kitap      197 Gün, 1 Nisan 2015 baskısı, Tuti kitap, 528 Sayfa Roman öncelikle ülkemizde bir dönem çok ses getiren gerçek bir cinayetle başlıyor ve ardından gerçek alan dedektifleri ve psişik dedektifler katilin peşine düşüyor. Romanda gerçek hayattan yansıyan karakterler ve kurgusal karakterler yer almasına karşın, mekânlar ve kişilerin tanımlamaları bir süre sonra bir ağ gibi birbiri ile ilişkili hale geliyor ve karşınıza sinema filmi gibi kafanızda canlandırabileceğiniz bir zenginlik çıkarıyor. Romanda karşılıklı diyaloglarla ve uzun uzun paragraflarla parapsikolojinin ne olduğu, duyular dışı algı, sezgi, hissi kablel vuku ya da geleceği önceden bilme gibi konulara ayrıntısı ile değiniliyor. Roman özelliği itibari ile popüler bir bilim kitabı olmasa da bittiğinde parapsikoloji hakkında genel bir bilgi birikimini de size sağlıyor. Bir anlamda romanı okuduğunuzda “modern parapsikolojinin” falcılık ve büyücülük olmadığını aynı zamanda bilimsel bir zemini de olabileceğini anlıyorsunuz. Aynı zamanda insan bilincinin bir dereceye kadar kafatası dışına uzandığını da görebiliyorsunuz ve yazar bunu hem olay örüntüsü ile hem de bilimsel bilgilerle ortaya koyuyor. Romanın içinde Asal sayılardan oluşan bir örüntü var. Her bölüm başlığı bir asal sayıdan başlıyor ve 197 Gün ile sonlanıyor. Asal sayılar, sadece 1’e ve kendine bölünebilen, özgün bir dizi sayılardır. Romanın konu başlarında asal sayılar belli bir örüntü içerisinde “197 gün” ile ilişkili kullanılmış. Aynı örüntü romanın içinde geçen hemen hemen tüm rakam-sayılarda da kullanılmış. Bunlara ek olarak cinayetle ilişkili asal sayı örüntüsü romanın kapak tasarımı içinde hazırlanmış. Bu şekilde romanın edebi akışı ve diyaloglarına ek olarak, matematiksel bir sembolizm asal sayılarla içine serpiştirilmiş. Bu örüntünün taşıdığı ilişki ve gizemi çözmek okuyuculara kalmış. Duyular dışı algı ve parapsikoloji konusunda öğreneceğiniz çok şeye ek olarak yazar kitapta dikkat çekici şekilde Gustav Klimt’in The Kiss tablosu ve Maurice Ravel’in Bolero’suna da çok farklı yorumlar getirerek, bir şeyin ne kadar çok anlamlı yorumlanabileceğini gözler önüne seriyor. Romanın esas mesajlarından biri de gördüklerimiz ve bildiklerimizin tek anlamlı olmayabileceği konusunda. Aynı zamanda tüm romanda değişik diyaloglara serpiştirilmiş Marilyn Monroe’nin özelliklerini ele alan Dr. Saltı karakterinin diyalogları ile de Monroe’ya çok farklı bakabiliyorsunuz. Monroe kesinlikle bize anlatıldığı veya gösterildiği gibi biri değilmiş diyorsunuz. Bu olayın gerçek kısmına ek olarak romanda kurgulanan edebi çevre, olaylar ve kişilerle, parapsikolojinin ya da duyular dışı algının ne olduğu, gelecek öngörülerinin gerçek olup olamayacağı -dar anlamda falcılık, medyumluk-, dini ve bilimsel bakış ele alınmış ve okuyuculara da gerçek/doğru bilgiler sıkmadan verilmeye çalışılmış. Bilimsel bir kitap olmadığı için de genelde bazen ciddi, bazen de komik diyaloglar arasına bilgiler serpiştirilmiş. Bazen geçekten komik bölümleri okurken kendinizi gülerken bulabilirsiniz. Bazen de ölmüş ve öldükleri mekânlara hapsolmuş ruhların anlatıları ile korkuya ve ürpermeye kapılabiliyorsunuz. Ama ne olursa olsun kitap bitince de keşke bitmeseydi diye hayıflanabiliyorsunuz. Hatta yavaş yavaş okuyup çabuk bitmesinde diye tadına varmaya çalışabiliyorsunuz.          Diğer önerdiğimiz kitapların listesi burada! Forumda        "Ben çok katı bir bilim insanıyım. Bu tür şeyler tamamen saçmalıktır ve bilim bunlarla ilgilenmez. Dolayısı ile burada yazdıklarınız ve yaptıklarınız külliyen absürd ve aptalca" şeklinde düşünenlere. Onlara bilimin tarihsel sürecinin nasıl olduğunu, bilimin nasıl çalıştığını, yönteminin nasıl olduğunu, kuantum mekaniğinin mantıkla çelişen özelliklerini okumalarını salık veririz. Ama zamanları yoksa ilkokuldaki çocuklarının kitaplarını tekrar okuyabilirler...
| 35601 tıklama |  Email
Parapsikoloji Genel/Öngörüler
Yazar:Sultan Tarlacı
Kehanet, durugörü ya da uzaktangörünün halk adlandırmasıdır. Anlamına bakıldığında; geçmiş veya gelecekte, bir kimsenin kimliği, yeri hakkında bilgi edinmeyi amaçlayan ve ilgili bilgiyi, hiç bir bilinen duyusal girdi (görme, işitme...) organını kullanmadan edinmektir. Yani görmeden, okumadan, işitmeden, dokunma olmadan... Kehanet bir çok yerde yer almasına karşın, bizim kullanımımız daha çok öngörüdür. Daha çok öngörü denen şey, PREMONITION (Latince praemonēre, ön: prae-, pre- + monēre, tehlike) denilen şeydir. Sıklıkla gelecekteki bir OLAYIN ve TEHLİKENİN algılanmasıdır. Bu tehlikenin algılanması DURUGÖRÜ ile ya da RÜYALARLA olabilir. Aslında bazen bu PRECOGNITION (Latince præ-, “den önce,” + cognitio, “bilgisine ulaşmak”) olarak da adlandılır. PRECOGNITION, tehlikeli olay, nötral bir olay ya da güzel bir olayla ilgili olabilir. PREMONITION ise daha sınırlı bir anlamı vardır ve gelecek tehliklerini öngörü ya da sezmenin özel adıdır.
| 25292 tıklama |  Email | Devamını oku
Parapsikoloji Genel/Öngörüler
Yazar:Sultan Tarlacı
Uyarı: Birinin sizin zihnine uzaktan etki ederek davranışlarınızı değiştirdiğini ve size istemediğiniz şeyler yaptırdığını düşünüyor iseniz mutlaka bir psikiyarti uzmanı ile görüşmelisiniz. Bu ciddi bir ruh sağlığı bozukluğunun bir belirtisi olabilir. Elektromanyetik dalga veya telepati ile beyine yerleştirilen çiplerle kontrol edildiğini söyleyen bazı kişi var… Ancak uzaktan zihin kontrol yöntem ve tekniklerini hiç bilmediğimizi varsayarsak, beynin nasıl işlediğini, davranışlarımızın nasıl oluştuğunu aşağı yukarı biliyoruz. Bu bilgileri göz önüne aldığımızda, uzaktan beynimizi ve davranışlarımızı başkaları kontrol edebilirler mi? Beynine baktığımızda bu imkansızdır. Davranışlar çok karmaşıktır ve birisi sizi uzaktan kodlayıp cinayet işletemez. Birisi size yapmak istemediğiniz bir şeyi yaptıramaz. Çoğunlukla kişiler, FBI, CIA ve MIT’in kendilerini kontrol ettiklerini söylemekte. Ancak şunu sormalılar önce kendilerine: “neden beni seçtiler ki?” Yani ayrıcalığın ne, hangi etkin konumdasın ki seni seçmiş ve uzaktan seni kontrol ediyorlar. Bu şekilde kontrol edildiklerini, iradeleri dışında hareket ettiklerini düşünen kişiler mutlaka psikiyatr ile görüşmeleri gerekmektedir. Bu çok ciddi akıl hastalığının bir belirtisidir. Sorun düzelmiyor ise tekrar psikiyatr ile görüşmeleri gerekir… Diğer bir prensipte şudur, siz Tanrı ile konuşuyorsanız sorun yok, ama Tanrı sizinle konuşuyor ise psikiyatriye gitmelisiniz. Çocukluğumdan beri, belki yetiştiğim çevreden kaynaklanan paranormal anlatılara hep ilgiyle bakmışımdır. Zamanla bu ilgi, bilimsel olma çabasından da kaynaklanan bir şüphe ile süslenmiştir hep. Anlatılan “cin çarptı, muska, önceden rüyasında gördü, mezarında ateş görüldü, at üstünde zırhlı ve elinde mızraklı adamlar gördüm…” gibi şeylere hep şüphe ile ama bir o kadar da ilgi ile baktım. Bu tür hadiselere ilgi insana bir kez yapışınca, çok kolay yakasını bırakmaz. Yıllar içinde değişik versiyonları kafanızı kurcalar. Nöroloji asistanlığı sırasında, bütün asistanlar, uzun bir süre psikiyatri kliniğinde tecrübe kazanmak için giderler. Bu ayrılmaz iki kardeş olan psikiyatri ve nöroloji arasında bağın aslında ne kadar sıkı olduğunu bir kez daha insana hatırlatır. Benim de, psikiyatri kliniğinde çalışmaya gittiğimde, ilk verilen hastam, mesleği diş hekimi olan bir erkek hastaydı. Yaşı sanırım 25 civarındaydı ve normal dışı inançları vardı. En belirgini de, göbeğinin hemen altından çıkan bir ışık huzmesi ve onun belinde, omuriliğinde de olan yansımasıydı. Geçmiş bilgilerimde, “ya bu hasta şu şakra denen şeyi görüyor ve anlatıyor, tam yeri burası ve doğu mistiklerinin de tarif ettiği gibi anlatıyor” düşünmeme rağmen, bunu psikiyatri uzmanımıza ve de hocamıza hiçbir şekilde açmadım. Çünkü aklıma “yayılan şizofreni veya paylaşılan psikoz” denen bir tanı geldi hemen. Yani bana da “deli” diyebilirler diye düşündüm. Konuyu hiç açmadım.
| 24226 tıklama |  Email | Devamını oku
Parapsikoloji Genel/Öngörüler
Yazar:Evrenin Dili
1996 Yılında Fenomen (sayı 3, sayfa 28) dergisinde, 11 Ağustos 1999'da Batı Anadolu Fay hattında bir deprem olacağı endişesi Ata Nirun tarafından yazıldı. Nedenleri açıklandı ve Fenomen dergisinde belirtilen tarih olan 11 Ağustos 1999'da değil de 17 Ağustos 1999'da büyük Gölcük depremi oldu.  Rastlantı mı? Tahmin mi? Astrolojinin gücü mü? Yoksa yazarın dediği gibi "Kehanet ve Bilim Arasında" bir çıkarım mıydı? Derginin sayfalarından alıntıları aşağıda görebilirsiniz. 1999 Gölcük Depremi, 17 Ağustos 1999 sabahı, saat 03:02'de, Kocaeli/Gölcük merkezli olan deprem. Richter ölçeğine göre 7,5 Mw büyüklüğündeydi, büyük çapta can ve mal kaybına neden olmuştu.
| 22571 tıklama |  Email | Devamını oku
Parapsikoloji Genel/Durugörü
Yazar:Sultan Tarlacı
  Hiç bir zaman bir şeyleri tam olarak bilemeyiz. İnanıyorum ki, insanın benliğinin bir bölümü, uzay ve zaman yasalarına tabii değildir. Carl G Jung      Kehanet, durugörü ya da uzaktangörünün halk adlandırmasıdır. Anlamına bakıldığında; geçmiş veya gelecekte, bir kimsenin kimliği, yeri hakkında bilgi edinmeyi amaçlayan ve ilgili bilgiyi, hiç bir bilinen duyusal girdi (görme, işitme...) organını kullanmadan edinmektir. Yani görmeden, okumadan, işitmeden, dokunma olmadan... Kehanet web sitemizde başlık olarak yer almasına karşın, bizim kullanımımız daha çok öngörüdür.   Daha çok öngörü denen şey, PREMONITION (Latince praemonēre, ön: prae-, pre- + monēre, tehlike) denilen şeydir. Sıklıkla gelecekteki bir OLAYIN ve TEHLİKENİN algılanmasıdır. Bu tehlikenin algılanması DURUGÖRÜ ile ya da RÜYALARLA olabilir. Aslında bazen bu PRECOGNITION (Latince præ-, “den önce,” + cognitio, “bilgisine ulaşmak”) olarak da adlandılır. PRECOGNITION, tehlikeli olay, nötral bir olay ya da güzel bir olayla ilgili olabilir. PREMONITION ise daha sınırlı bir anlamı vardır ve gelecek tehliklerini öngörü ya da sezmenin özel adıdır.   Öngörü, kişilerle ilgili olabileceği gibi olaylarla (gelecekteki toplumsal ya da doğa olayları) ilgili de olabilir. Kehanette bulunma yeteneği olan bir çok kişi, medyum-falcı-kahin olarak adlandırılmasına karşın, bu isimlendirmeler, konunun yanlış anlaşılması veya yanlış amaçlar için kullanılmasından dolayı olumsuz anlamlar da içerir. Bu nedenle biz bunları "durugörü/uzaktangörü", görenlere de "durugörür-durugörücü" adını veriyoruz.      Tehlikeleri önceden sezme konusunda kişisel tecrübeler yaşamış olabilirsiniz. Ama büyük kazalardan önce, çok kişi tarafından sezinleme durumlarının tarihte örnekleri çoktur. Örneğin; Titanik gemisine kayıtlı yolcuların sadece %58’i binmiştir. Binmeyenlerin bir çok farklı gerekçesi olmasına karşın, bu kişilerde bazıları, verdikleri o kadar çok paraya karşın, gemiye binmemişlerdir. Kayıt edilen ve tehlike öngörülerini paylaşan 19 kişi tespit edilmiştir. Bu kişiler kazadan iki hafta kadar önce facia ile ilgili rüya ya da sezgiler hissetmişlerdir. İşin belki de en ilginç yanı, Titanik kazasından 14 yıl önce yazılan ve Titan adlı bir romanda, Kuzay Atlantikte, buz dağına çarparak batan gemiden bahsedilir. Titan romanı ile Titanik’in gerçek öyküsü arasında şaşılacak benzerlikler vardır. Geminin büyüklüğü, yeterli can yeleği olmaması ve baca sayısı da dahil olmak üzere. Bunların dışında, FORUM kısmımızda göreceğiniz üzere, bir çok örnekler vardır tarihte. Hem bireysel hem de toplumsal. Amacımız, bireysel tehlike öngörülerini bir araya getirerek anlamaya çalışmak ve insanlarımızın toplumsal bilinçaltlarını kayıt altına almaktır.   Durugörü/uzaktangörü ya da sezgisel bilgi hakkında yapılan BİLİMSEL yöntemlere sıkı uyan çalışmaları ve hatta meta-analizleri okumadan, konuyla ilgili bilimsel hiç bir kitap bile okumadan, BİLİMSEL DEĞİL demek, bilim insanı olarak geçinen kişilere yakışmaz. BİLİMSEL DEĞİL demek için, konu hakkında ÖĞRENİLMESİ ve OKUNMASI gereken temel bilgileri okumak ya da DOĞRUDAN KONU ÜZERİNDE ARAŞTIRMA yaparak BİLİMSEL DEĞİL deme hakkı doğabilir. Yoksa, diğer bilim dalları (fizik, matematik, psikiyatri, psikoloji, nöroloji) içinde haps olarak ve onların verdiği gözlüğü kullanarak BİLİMSEL DEĞİL-GELECEK BİLİNEMEZ demek, eksik bilgi ile konuşmaktır, 1800'lü yıllardan beri yapılan, binlerce çalışmayı görmemezlikten gelmek ve haksızlık etmektir.   Bu diğer bilim insanlarının baskısından korkma, araştırma desteği almaktan korkma, var olan ve öğrettiği klasik bilgi ile çatışmasından kokmaya bağlı olabilir. Her gün öğrencilerine, “klasik fizik yasaları”nı anlatan bir akademisyen, elbette “gelecek bilinemezdir” diyecektir. Ancak, işin içine biraz kuantum fiziği ve görelilik sokulduğunda ise “gelecek belki bilinebilirdir” der duruma gelecektir. Statükoculuktan uzak kalmak ve bilimin tarihsel syerine bakrak hep bir açık kapı bırakmak gereklidir. Sonuçta şu an ki bilim “nihai” bilgi değildir ve geçici bir bilgidir.   
| 21882 tıklama |  Email
Parapsikoloji Genel/Öngörüler
Yazar:Evrenin Dili
Aşağıdaki bilgiler Sarai Sierra'nın canlı veya ölü olarak bulunduğu yeri tanımlamak için uzaktangörü yöntemiyle toplanmıştır. Bu bilgilerin hiç bir bilgi sahibi olmadan, sadece duyular dışı algı ile elde edildiğini bilerek konuyu okumakta yarar var. Elde edilen bilgiler nasıl öldürüldüğü, ölü veya canlı olup olmadığı, bulunabileceği konumla ilgili çok dikkat çekici benzerlikler göstermektedir. Elbette Sierra' nın bulunduğu yer konusunda yanlış bilgiler de elde edilmiş ve tüm bilgiler kayıt altına alınmıştır. Elde ettiğimiz bilgileri terazinin kefelerine koyduğumuzda, uzaktangörü ile bulunduğu yer açısından anlamlı bilgiler elde edildiğini göreceksiniz. Bu bilgilerin duyular dışı algı ile ve ek olarak hiç bir polis bilgisine sahip olmadan elde edildiğini unutmadan okumanız ve yorumlamanız gerektiğini hatırlatırız. Burada sunulan bütün bilgiler cesedi bulunmadan önce sitemizin FORUM kısmına kaydedilmiştir. Yazılanları  olduğu gibi forumda okuyabilirsiniz.... Şimdi tespitlerimizin uyumuna ve uyumsuzluklarına bakalım:
| 21680 tıklama |  Email | Devamını oku

« BaşlangıçÖnceki123456789SonrakiSon »
Sayfa 1 / 9


Powered by AlphaContent 4.0.7 © 2008-2025 - All rights reserved