Bu yüzyılda elde edilen bilgiler ile aşkın gizemi çalındı mı acaba? Newton, Optics adlı eserinde gökkuşağının renklerinin prizma renkleri ile açıklamasını yaptığı zaman, mistik şair John Keats “Gökkuşağının tüm şiirini onu prizma renklerine indirgeyerek mahvetti...” diyerek öfkelenmişti. Aşk için de umarım aynı şey olmamıştır. Olacağını sanmıyorum çünkü aşk, bir parça gizem daima barındıracaktır. Elimizdeki bugünkü bilgiler gelecekte aşk hakkında bazı çıkarımlar yapabilmemizi sağlamaktadır:

1. Aşıkların tutkulu sözlerinin doğru olup olmadığı objektif bir ölçü haline getirilebilir. Sahte aşkları tespit için mobil ve hızlı fMRG merkezleri kurulabilir.

2. Poligamik erkekler önceden gen analizleri ile ortaya konabilir. Kimlik kartlarına “poligamiye eğilimli, bir gecelik aşk için, bağlanmaz” veya “monogamik, iyi aile babası olur” şeklinde yazılabilir ve kadınlar tarafından önceden seçimlere imkan verir.

3. Kontrolsüz poligamikler için VZP-1A reseptör uyarıcıları geliştirilebilir.

4. Tutkulu ve sırılsıklam aşk hisleri, yapay olarak, ilgili beyin bölgeleri uyarılarak elde edilebilir. Yaratıcılıkda aynı yolla canlandırılabilir.

5. Aşk acısı yoğun çekenlerde veya aşk istemeyenler için, ilgili bölgeleri bloke edici ilaç ve mekanizmalar geliştirilebilir.

6. Evlilikleri ve eş bağını uzatmak için dışarından psikoterapi değil, doğrudan hedefe yönelik ilaçlar geliştirilebilir.